MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Türkiye’de 2014 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir Yasası ile binlerce köy mahalle statüsüne geçirilirken, bu bölgelerde imar planı yapılması ve temel belediye hizmetlerinin sunulması yönündeki vaatler bugüne kadar büyük oranda karşılanamadı. İmar Barışı Yasası ile ruhsatsız yapıların kayıt altına alınması hedeflenirken, uygulamadaki eksiklikler ve sonrasında yaşanan iptaller vatandaşları mağdur etti.

17 Bin Köy Mahalle Oldu, 11 Yıldır Ne Imar Planı Yapıldı Ne Hizmet Götürüldü 3

“11 YIL GEÇTİ AMA İMAR YOK”

İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu, Türkiye’deki Büyükşehir Yasası ve İmar Barışı Yasası’nın uygulanmasındaki sorunlara ilişkin Samimi Haber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hacıoğlu, 2014’te yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Yasası ile ülkede 36 bin köyden 17 bine yakınının büyükşehirlerde mahalle statüsüne geçtiğini hatırlatarak; “Yasaya göre belediyelerin 2 yıl içinde imar planı yapması ya da yaptırması gerekiyordu. Ancak 11 yıl geçti, köylerde bırakın imar planını, doğru düzgün hizmet bile verilmiyor” dedi.

Otobüs, okul gibi temel hizmetlerin eksik olduğunu vurgulayan Hacıoğlu; “Belediyeler sadece çöp topluyor, onun dışında köylere ekstradan hiçbir hizmet sunulmuyor” diye konuştu.

“TARİH VURGUSU YAPILMADI”

2018 yılında çıkarılan İmar Barışı Yasası’na da değinen Hacıoğlu, yasanın 31 Aralık 2017 öncesi yapılan ruhsatsız ya da ruhsat eklerine aykırı yapıları kayıt altına almayı amaçladığını belirtti. Ancak, “Kamu spotlarında bu tarih vurgulanmadı. Reklamlarda ekmek teknesindeki adam oynuyordu, vatandaş yanlış bilgilendirildi” diyerek bilgilendirme eksikliğine dikkat çekti.

Hacıoğlu, yasanın başvuru sürelerinin önce 31 Ekim 2018, ardından 31 Aralık 2018 ve son olarak Haziran 2019’a, ödeme sürelerinin ise Aralık 2019’a uzatıldığını ifade ederek; “Hatta hafta sonları kamu bankaları açılarak vatandaşın ödeme yapması teşvik edildi” diye ekledi.

Özellikle kırsaldaki vatandaşların bu yasaya başvurduğunu vurgulayan Hacıoğlu, şunları söyledi: “Büyükşehir yasasıyla köyler mahalle statüsüne geçince, vatandaşın kendi arazisine yaptığı ev, kümes, ahır kaçak duruma düştü. Şehirdekiler ise elektrik, su, doğalgaz gibi hizmetleri zaten olduğundan başvuruya gerek duymadı”.

“YASA ÇIKTIKTAN İKİ YIL SONRA İDARELERE GÖNDERİLDİ”

Reklamlarda elektriğin, suyun yoksa gel, devlet sana hizmet getirsin” denildiğini hatırlatan Hacıoğlu; “Şehirdekilerin bu hizmetleri vardı, bu yüzden kırsal kesim daha çok başvurdu” şeklinde konuştu.

Yasanın uygulanmasındaki sorunlara da dikkat çeken Hacıoğlu; “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ile belediyeler yasanın detaylarından habersizdi. Uygulama yönetmeliği 2019 sonu, 2020 başı gibi idarelere gönderildi. Yani yasa çıktıktan iki yıl sonra” dedi.

“YASADA BÖYLE BİR MADDE YOKTU”

Bakanlığın yapı kayıt belgelerini uydu görüntülerine dayanarak iptal etmeye başladığını ifade eden Hacıoğlu; “Yasada böyle bir madde yoktu. Üstelik uydu görüntüleri güncel değil. Mesela, 21 Haziran 2025’te Google Earth’e baksanız, Ankara, Muğla ya da başka bir ildeki görüntüler farklı tarihli. Bakanlık, vatandaşın parasını almadan önce bu görüntüleri niye kontrol etmedi? Madem tespit edebiliyordu, bunu başvuru öncesi yapmalıydı” diye sitem etti.

“İMAR YASASINA TAKILANLAR DERNEĞİ”

Hacıoğlu, bu iptallerin mağduriyet yarattığını ve İmar Barışı Mağdurları Platformu’nun kurulduğunu belirtti. Ayrıca, özellikle Bursa, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde ruhsatsız yapı oranının yüzde 50-70’lerde olduğunu vurgulayan Hacıoğlu; “Mağdurlar önce platform, sonra dernek çatısı altında bir araya geldi. Sorunlarını yetkililere iletmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

“PAZARTESİ 20 YIKIM KARARI VAR”

Deprem riski ve kentsel dönüşüm tartışmalarına da değinen Hacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mesela, Bursa’da pazartesiden itibaren Mudanya’da 20 yıkım kararı var, toplamda 160 yapıdan bahsediliyor. Ruhsatsız yapılar deprem gündeme gelince konuşuluyor, ‘Dönüştürelim, güçlendirelim’ deniyor. Ama mülkiyet hakları çözülmeden bu mümkün değil. Üç katlı bir binada sadece zemin kat sahibine daire verilirse, üst katlarda oturanlar, mesela oğlu, kızı, mağdur olur. Kiracı durumuna düşerler. Bu yüzden vatandaş dönüşüme direniyor”.

“MÜLKİYET HAKLARI OLUŞTURULMALI”

Çözüm önerilerini sıralayan Hacıoğlu; “Mülkiyet hakları oluşturulmalı. Kamuya ya da üçüncü kişilere zararı olmayan yapılar kontrol edilip kayıt altına alınmalı. Yıkımlar durdurulmalı. Yıkımlarla vatandaş devlete küser, hazine ve belediyeler gelir elde edemez. Herkes zarar görür” dedi.

Meclis’te bu konuda iki kanun teklifinin beklediğini, ancak siyasi gündemin yoğunluğu nedeniyle gündeme alınmadığını belirten Hacıoğlu, çözümün faydalarını ise şöyle sıraladı:

Valilik Açıklama Yaptı... Skandal Görüntülerle İlgili Soruşturma Başlatıldı!
Valilik Açıklama Yaptı... Skandal Görüntülerle İlgili Soruşturma Başlatıldı!
İçeriği Görüntüle

“Vatandaş zarar görmez, devlet hazineye kaynak sağlar, belediyeler vergi toplar. Alan memnun, satan memnun olur. Siyasetin gündemi sürekli değişiyor, ama vatandaşa sıra gelmiyor. Ehliyet affı, infaz yasası gibi konularda bile mağduriyetler giderilemedi”.

“BU SADECE BELEDİYELERİN DEĞİL, DEVLETİN İRADESİYLE ÇÖZÜLECEK BİR İŞ”

Kentsel dönüşümün sağlıklı yürümesi için mülkiyet haklarının teslim edilmesi gerektiğini vurgulayan Hacıoğlu; “Vatandaş 10-20 yıldır oturuyor. Yeni binalardan bahsetmiyoruz. Mülkiyet hakları verilmeden kentsel dönüşüm, mevcut mağdurların yanına yenilerini ekler” şeklinde konuştu.

Yerel seçimlerde her adayın kentsel dönüşüm vaatlerinde bulunduğunu, ancak mülkiyet sorunları nedeniyle bunların hayata geçmediğini ifade eden İmar Yasasına Takılanlar Derneği Başkanı İbrahim Hacıoğlu; “Bu sadece belediyelerin değil, devletin iradesiyle çözülecek bir iş. Kamuya zararı olmayan, vatandaşın kendi tapulu arazisindeki az katlı güvenli yapılar kontrol edilip kayıt altına alınmalı. Böylece kentsel dönüşüm de sağlıklı yürür. Şu anda mecliste bekleyen kanun teklifleri var, ama siyasiler bunu gündeme almıyor” diyerek sözlerini tamamladı.