8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde bir tekstil fabrikasında çalışan kadın işçiler, daha iyi çalışma koşulları ve eşit ücret talebiyle greve gitti. Ancak polis müdahalesi sonucu fabrikada çıkan yangında 129 kadın işçi hayatını kaybetti. Bu trajik olay, kadın hakları hareketinin dönüm noktalarından biri oldu.
1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda, Alman feminist ve aktivist Clara Zetkin, 8 Mart'ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını önerdi. Bu tarih zamanla farklı ülkelerde kutlanmaya başladı ve 1977'de Birleşmiş Milletler tarafından resmen "Dünya Kadınlar Günü" olarak ilan edildi.
KADIN HAKLARI MÜCADELELERİNİN DÖNÜM NOKTALARI
Tarih boyunca kadınlar, eşit haklar, seçme ve seçilme hakkı, eşit ücret, şiddetten arındırılmış bir yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için sayısız eylem gerçekleştirdi.
- 1908: New York'ta 15 bin kadın işçi daha iyi çalışma koşulları için yürüyüş düzenledi.
- 1923: Türkiye’de Nezihe Muhiddin liderliğinde Kadınlar Halk Fırkası kuruldu.
- 1934: Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkını kazandı.
- 2010 ve sonrası: MeToo ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu gibi hareketlerle kadın hakları mücadelesi daha da güçlendi.
8 MART'IN GÜNÜMÜZDEKİ ANLAMI
Günümüzde 8 Mart, kadın hakları mücadelesini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmak için dünya çapında etkinliklerle kutlanıyor. Fakat bu gün sadece kutlama değil, aynı zamanda kadınlara yönelik ayrımcılığın, şiddetin ve eşitsizliğin hala devam ettiğini hatırlatıyor.
8 Mart, sadece bir gün değil; bir tarih, bir mücadele ve bir umuttur. Kadınların hak ettikleri yaşam koşullarına ulaşması için verilen bu mücadele, tüm dünya için eşitlik ve adaletin önünü açan bir hareketin parçasıdır. "Kadınsız bir dünya, yarım kalmış bir dünyadır" diyerek, bu anlamlı günü daha bilinçli ve duyarlı kutlamaya devam etmeliyiz.
