Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG, Batı’dan sağladığı 30 milyon dolarlık bütçe ve istihbarat desteğiyle bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik medya operasyonları yürütüyor. Televizyon, internet siteleri, gazeteler ve radyo yayınlarıyla algı oluşturan örgüt, “ABD arkamızda, Suriye bölünecek” söylemini yayarak hem bölge halkını hem de uluslararası kamuoyunu yanıltıyor.
PYD/YPG'nin medya gücüyle oynanan kirli oyun
Türkiye Gazetesi’nden Yılmaz Bilgen’in haberine göre, PKK’nın Suriye’deki yapılanması olan PYD/YPG, özellikle ABD’nin lojistik ve medya desteğini kullanarak bölgede etkili bir algı operasyonu yürütüyor. “SDG’ye destek artıyor, ABD Suriye’de YPG’nin yanında” gibi söylemleri yayarak dikkatleri üzerine çeken örgüt, bu tür içeriklerle uluslararası kamuoyunu yanıltmayı hedefliyor. Örgüt, gerçek dışı bilgilerle kendi gücünü olduğundan fazla göstererek, siyasi pazarlıkta elini güçlendirmeye çalışıyor.
Örgüt içinden alınan bilgilere göre, militan sayısının abartılarak 100 binin üzerinde gösterilmesi, PYD’nin Şam ile olası görüşmelerde masaya güçlü oturmak istemesinden kaynaklanıyor. Gerçekte ise muharip unsur sayısının 35 bin civarında olduğu belirtiliyor.
Avrupa’dan lisanslı, Batı’dan fonlu medya ağı
Örgütün medya faaliyetlerini derinlemesine inceleyen eski PKK’lı Hoşeng Osi, PKK'nın medya yapılanmasının son yıllarda Kandil'den Suriye’ye taşındığını ifade etti. Osi’ye göre, Sterk TV, Ronahi TV, ANHA ve Havar gibi kuruluşlar, Avrupa’dan lisans alarak yayın yapıyor ve bu medya ağının maliyeti 300 milyon doları aşmış durumda. Bu ağ, sadece Ortadoğu'da değil, Avrupa ve Türkiye medyasında da yankı uyandıran haberler servis ediyor.
Asılsız CENTCOM raporları ve sahte general açıklamalarıyla algı yönetimi
PYD/YPG’nin en son ortaya attığı yalan ise, CENTCOM’a atfen yayımlanan ve SDG’ye destek verildiği, Şam’ın tezlerinden uzaklaşıldığı iddialarını içeren 70 sayfalık sahte bir rapor oldu. Örgüt, yine sahte bir şekilde, görev süresi dolmuş eski CENTCOM Generali Joel Vowell’ın ağzından “SDG’ye yardımlarımız arttı” şeklinde açıklamalar paylaştı. Oysa bu tür bir beyanın, ABD'nin hiçbir resmî ya da gayriresmî kaynağında yer almadığı ortaya çıktı.
“Bu bir medya savaşıdır, tuzaklara düşmeyin”
Emekli Tümgeneral Mehmet Okkan, terör örgütünün medya üzerinden yürüttüğü dezenformasyonun Türkiye’de de bazı medya organlarında tekrar edilmesine tepki gösterdi. “Terör örgütünün propaganda aracı olmamalıyız” diyen Okkan, bilgi kirliliği konusunda tüm yorumcuları ve gazetecileri dikkatli olmaya çağırdı. Özellikle örgütün sayısal gücüne dair yapılan spekülatif açıklamaların hiçbir resmî veriyle doğrulanmadığını hatırlattı.
Suriye Gözlemevi'nin perde arkası
Suriyeli medya uzmanı Abdulmünif El-Hac ise, özellikle Suriye İnsan Hakları Gözlemevi adlı yapının güvenilirliğine dikkat çekerek, bu yapının PKK ile gizli anlaşmalar yürüttüğünü ve İngiliz istihbaratı tarafından fonlandığını öne sürdü. Gözlemevi'nin kurucusu Rami Abdurrahman’ın medya eğitimi ya da geçmişi olmadığını belirten El-Hac, “Kim bu kişiyi Avrupa’nın referansı haline getirdi?” diyerek soru işaretleri oluşturdu.