Kamuoyunda Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar ve grubunun yargılanmasına devam edildi. Oktar, Van'da bulunduğu cezaevinden SEGBİS'le bağlanarak bazı beyanlarda bulundu.
Yine çarpıcı açıklamalar yapan Oktar; "Benim için 'Adnan Oktar ölecek, biz sağ kalacağız' diyen, benimle uğraşan yaklaşık 200 kişi eceliyle öldü, ben hâla sağım" dedi.
3 Kasım'da yapılacak bir sonraki duruşmaya SEGBİS'le bağlanarak değil, bizzat gelerek katılmak isteğini mahkemeye ileten Oktar, beyanında ilginç ifadeler kullandı. Türkiye'de bir yargı ve hukuk felaketi yaşandığını savunan Oktar; "Bu bütün Türkiye çapında olan bir durum. Yani bir tek bizde değil. Yani şu an Türkiye’de bir yargı ve hukuk felaketi var gibi. Bir ızdırap içerisinde insanlar, gece gündüz bütün televizyonlar, gazeteler bu ızdırabı anlatıyorlar. Daha önce etkin pişmanlığı savunanlar, aman ne kadar iyi, ne kadar güzel diyenler, şimdi tam bir panik içerisindeler, bir ızdırap içerisindeler. Daha önce kutsamışlardı etkin pişmanlığı. Şimdi bunun perişanlığını yaşıyorlar" dedi.
"ONLAR ÖLDÜ, BEN YAŞIYORUM"
"Benim için, ölecek diyen herkes zaten benden önce eceliyle öldü" diyen Oktar, kendisiyle uğraşanlardan 200 dolayında kişinin eceliyle öldüğünü, kendisinin ise hayatta olduğunu dile getirdi. Oktar şöyle dedi: "Hepsi aynı yere gitti. Bu sözüm mahkemede anlattığım bir konuşmadan. Yani basına ayrı yapılmış bir konuşma değil. Hatta sizin mahkemenizde iki kere bu konuyu anlattım. Bu kişiler, şu anda beni aynı yerden izliyorlar. Nerede olduklarını, beni nereden izlediklerini söylemek istemiyorum. Ama aynı yerdeler. Şu anda hâlâ aynı söylemde olanlar var. Yani 'Adnan Oktar ölecek, biz de sağ kalacağız' gibi. Ben hepsinin ecelleriyle öleceğini ve bunları bizzat göreceğimi söyledim mahkemenizde. Ama ecelleriyle. Yani Allah canlarını alacak. Hepsi benden önce eceliyle vefat edecekler diye. Ve hakikaten şu ana kadar 200'e yakın kişi, benlen uğraşan, ünlü siyasi ve başka türlü, işte gazeteci, hepsi eceliyle vefat ettiler. Yani Allah rahmet eylesin, ben bir şey demiyorum. Ama hepsi aynı yerdeler. Fakat bunu sanki ben mahkeme dışında söylemişim gibi bir anlatım yapmışlar. Böyle bir şey yok. Ben bunları sizin huzurunuzda söyledim".
SOLCU GAZETELERE ELEŞTİRİ
Solcu bazı basın organlarını eleştiren Oktar; "Bazı sol gazeteler, sol televizyonlar merhametle, şefkatle, dostlukla olaylara bakacaklarına ideolojik ve siyasi gözle bakıyorlar. Siyasi görüşlerini de çökerttiler bu şekilde. Mesela %30 tarafsız kitle meydana getirttiler, bu nedenle. Hasmane, kışkırtıcı bir politikaları var. İdeolojik baktıkları için sevgiyi, merhameti, dostluğu tamamen ortadan kaldırmış durumdalar. Ben bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Yani bu mahkemenin de oluşmasına sebep olan bu kafadır, ideolojik mantıktır. Genellikle Marksist-Sol ve Marksist-Sağ, ikisi ittifak ederek bu durumu meydana getiriyorlar" ifadelerini kullandı.
"ÇÖKTÜ DİYORLAR, ASLAN GİBİYİM"
Oktar, duruşmalarına gazetecilerin de alınması talebinde bulunarak şöyle dedi: "Gazeteler buraya, bizzat mahkemeye katılıp görsünler. Benim için çöktü diyorlar, gelip kendileri görsünler, aslan gibiyim. Veyahut bana avukat göndersinler buraya, avukatların parasını ben vereyim, beni burada görsünler. Yani gençliğim, dinçliğim, sağlığım, sıhhatim bunlara çok ızdırap veriyor, çok acı veriyor. Kendileri çökerken, kendileri perişan olurken, benim gittikçe genç ve dinç olmamdan acı çekiyorlar. Ve garip garip beyanlarda bulunuyorlar. Benim onlara tavsiyem, avukat paralarını veriyorum, uçak paralarını vereceğim, buraya avukat göndersinler, bizzat beni görsünler. Acıları artsın diye söylemiyorum. Ne kadar dinç ve genç olduğumu, aslan gibi olduğumu görsünler diye söylüyorum".
Adnan Oktar ve grubunun yargılandığı davada bugün, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada bazı sanıklar ifade verdi. Karar duruşmasının tarihi 3 Kasım 2025 olarak belirlendi.