AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Filistin davasını desteklemeye devam edeceğiz. Filistin'i Filistin dışındaki otoriteler yönetmemeli. Filistin'i Filistinliler yönetmeli." ifadelerini kullandı.

Çelik "Filistin meselesi çözülmeden Ortadoğu'da diğer meselelerin çözülmesi de mümkün değildir. Başkenti Doğu Kudüs olan toprak bütünlüğüne sahip bağımsız, egemen Filistin devletinin kurulması çözümün yegâne çerçevesidir. O günden bu yana çok sayıda insan hayatını kaybetti. Ortaya çıkan tablo insanlığın gördüğü en acımasız tablolardan birisidir. Açlığı sistematik şekilde soykırım aracı olarak kullanan, bütün uluslararası kurumların suçlu bulduğu ama durdurulamayan soykırım makinası ve bu şebekenin elemanları dünyanın en büyük katliamlarına imza attılar. O günden bugüne Cumhurbaşkanımızın 1 numaralı meselesi Gazze meselesi oldu. Ateşkesin sağlanmasından sonra kalıcı barışa uzanacak mekanizmaların ve araçların oluşması için büyük mücadele verdi.” diye konuştu.

Sözcü “Çelik Başkan Trump'ın başlattığı barış girişimine verilen destek net bir şekilde ortaya koyulmuş oldu. Gazzeli kardeşlerimizin bir nebze olsun soluk alması, ateşkesin sağlanması, takasın gerçekleşmesi süreciyle birlikte, dün ve bugün Gazze'ye bütün süreç boyunca en yüksek miktarda insani yardımın girmesi mümkün olmuştur. Orada yaşayan, kendilerine açlığın soykırım olarak dayatıldığı insanlar için bu yardım son derece kıymetlidir. Bütün tabloya baktığımızda yeterli durum olmadığının hepimiz farkındayız. Netanyahu'nun siyasi geleceğini katliam yapmaya bağlamış bir siyasi figür olduğu son derece nettir. Dün uluslararası iradenin ortaya çıkması karşısında şimdilik Netanyahu hükümeti buna bir şekilde uyum göstermiş gözüküyor. Daha gidilecek çok yol var; provokasyona açık bir süreçtir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Katar, Mısır ve ABD ile birlikte imzacısı olduğu niyet beyanı, soykırım politikalarına karşı gelinen yeni bir aşamayı ifade etmektedir.” şeklinde konuştu.

Çelik konuşmasının devamında şunları söyledi:

Bu soykırım politikalarına karşı uluslararası irade net bir şekilde kendisini göstermiştir. Gelinen nokta itibariyle bundan sonrasında kalıcı barışın sağlanacağıyla ilgili anlaşma noktasında ilerlemenin yolu açılmıştır. Şartlarda anlaşılması ve çok daha mesafe alınması gerekiyor. Bazı siyasiler de dillendiriyor. Şunu net bir şekilde söylüyoruz; nihai amaç Filistin devletinin kurulması olmalıdır. Filistinlilerin Filistin dışındaki otorite tarafından yönetilmesi gibi yaklaşımlar kabul edilecek yaklaşımlar değildir. Gazze ve Batı Şeria Filistinliler tarafından yönetilmelidir. Filistinlilerin vatan ve varoluş haklarını onurlu, izzetli şekilde, haklarını ellerine almaya yönelik her girişimin sonuna kadar karşısında olduğumuzu ifade ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın verdiği mücadelenin yakından şahidiyiz.

Bu mücadeleyi verirken sonuna kadar sürdüren ve bugün de yaptığı konuşmayla iradesini hepimize beyan eden Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz. Gazze'ye şimdiye kadar en yüksek miktarda insani yardımın girmesinden büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bu sürecin herhangi şekilde provokasyonla karşılaşmadan bütün gücümüzle mücadele etmeye, Filistin davasını desteklemeye devam edeceğiz. Buradan bir kez daha Gazze ve Batı Şeria'daki kardeşlerimize en içten sevgilerimizi iletiyoruz.

Terörsüz Türkiye ile ilgili çalışmalarımız aynı şekilde devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın seyahat dönüşü gazeteci arkadaşlarımıza yaptığı beyanda da net bir şekilde ortaya koyduğu gibi, birtakım odaklar tarafından sabote edilmesine müsaade edilmeyeceği gibi SDG ve benzeri yapılardan gelen yaklaşımlar çerçevesinde bu sürecin rayından çıkarılmasına karşı duyarlılığımızı bir kez daha ifade etmek isterim. Odak, PKK terör örgütünün feshi ve silah bırakmasıyla ilgili sürecin tamamlanmasıdır. Bunun şube ve uzantılarıyla hayata geçirilmesidir. Bu gündeme zam veya tenzilat yapılması gibisinden yaklaşımlar, sürecin sağlıklı işlemesine karşı açık ya da örtük karşıt yaklaşımlardır. Bunların hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini ve hassasiyetimizi ifade ediyoruz. Bölgede çeşitli örgütlerin başka devletler tarafından vekil güçler kullanarak bölgeyi istikrarsızlaştırmaya sevk edildiğini görüyoruz. Suriye'nin güneyindeki ayrılıkçılık peşinde koşan Dürzi siyasiler, Dürzilerin ana iradesini temsil etmiyorsa; aynı şekilde Kürt, Türk, Arap, Alevi, Sünni, Şii, Nusayrilerin iradesini temsil etmeyenlerin terör yoluyla terörsüz Türkiye'yi yolundan çıkarmasına müsaade etmeyeceğiz.

Sayın Bahçeli'nin hibe ettiği arsa üzerinde belki de Avrupa'nın en büyük cemevi açıldı. Bu birliğimiz, beraberliğimiz açısından son derece anlamlı bir açılış oldu. Sayın Bahçeli'ye şükranlarımızı iletiyoruz. Horasan'dan Anadolu'ya uzanan ruhun teyit edilmesi mesajıdır. Bundan sonrasında da aynı şekilde bu kardeşlik aynı şekilde devam edecektir. Yakın bölgelerimizde mezhepçilik, etnik siyaset yoluyla ortak refahı, kardeşliği paylaşması gereken kardeş halkların bunlar üzerinden nasıl birbirine düşürüldüğünü görünce Türkiye'deki birliğimizin, dirliğimizin ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha görülmektedir. Sayın Bahçeli'nin girişimiyle ortaya çıkan kardeşlik mesajının nasıl güçlü bir mayaya sahip olduğunu gösteren bir örnek olmuştur.

CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel bazı dış politika konularından bahsetmiş. Dış politika konularında bahsederken yabancı liderlere atıf yaparken sanki yabancı liderlerin yanındaymış gibisinden, dış politika anlamına gelemeyecek ama politik magazin olarak değerlendirilebilecek bir yaklaşım sergiliyor. Örneğin bu grup konuşmasında Başkan Trump'ın yanındaymış gibi nasıl davrandığından bahsediyor. Başkan Putin'in Türkiye'ye dönük magazine konu olabilecek bir yaklaşım üretmeye çalışıyor. Bu derece politik magazinin bir siyasi genel başkan tarafından dış politika değerlendirilmesi gibi ele alışı seviye düşüşüdür. Politik magazin, politik partilerin işi değildir.

Bugün grup konuşmasında söylediği her şey 'dediler', 'duyduk' üzerinden kuruluyor. CHP'de yöneticilik yapanların sosyal medya mesajlarına bakıyorsunuz. 'ABD yetkilisi böyle açıklama yaptı' diyerek sürekli olarak dış referansı içeriye politik argüman olarak ortaya koyma gibi çarpık bir yaklaşım. Güya Başkan Putin Türkiye'yi tehdit etmiş gibisinden politik magazinin bile sınırlarını zorlayan, dedikodu diyebileceğimiz, dünyada kimsenin ciddiye almayacağı birtakım yaklaşımlar ortaya koyuyor. Günün sonunda geldiğimiz nokta şudur; kendisi Sayın Cumhurbaşkanımızın Filistin konusunda hassasiyeti ve tutarlığını sorgulamaya kalkıyor. Siz CHP olarak Hamas'a önce terör örgütü dediniz, bu kadar katliam yapılırken bunu söylediniz. Ondan sonra gelen tepkiler üzerine 'terör örgütü demek istemedik, terör örgütü eylemleri yapıyor demek istedik' dediniz.

Bu dil CHP'deki vatandaşlarımızın milli hassasiyetiyle çelişen bir dildir. Ona rağmen geçen bir milletvekili çıkmış 'Bize Siyonist dediniz' gibisinden her zamanki yalanlarından birini üretmiş. Biz size 'onların kullandığı dili kullanmak size yakışmaz' diyoruz. Sizin Filistin meselesindeki siciliniz ortada. Keşke bu açıklamalarınız olmasaydı. Keşke Sosyalist Enternasyonalde oturduğunuz İspanya Başbakanı ile aynı çizgiyi takip etseydiniz. Onun durduğu noktada durabilseydiniz. Dış dünyadan referans vermeyi çok sevdiğiniz ve Türkiye'yi şikâyet etmeyi sevdiğiniz için, madem dış dünyadan referans vereceksiniz, o zaman İspanya Başbakanının çizgisiyle uyumlu bir çizgi takip edin diyorum.

Son zamanlarda her zaman tarihin yanlış yerinde durmuşken, şimdi kalkıyorsunuz Cumhurbaşkanımızın Filistin hassasiyetini sorgulamaya kalkıyorsunuz. Ciddiye alınacak hiçbir yeri yoktur. Söylediklerinizin hepsi politik magazindir. Biz siyasi rakibimizin bile bu duruma düşmesini istemeyiz. CHP köklü bir parti; öteden beri dış politikanın milli boyutlarında — biz beğensek de beğenmesek de — kendi içinde tutarlı bir çizgiye sahipti. Ama son yıllarda CHP, geçmişteki milli hassasiyetlerle ilgili mirasını reddeden bir çizgiye gelmiştir.

Sayın Özel, Sayın Cumhurbaşkanımızın Filistin hassasiyetini sorgulamaya kalktığında gülünç duruma düşüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Filistin ve Gazze konusunda en güçlü sestir; insanlık ittifakının en gür sesidir. Bütün bunların arasında Sayın Özel'in sözü duyulmaz. İlla bu konuda bir tutarsızlık arıyorsa kendisine şunu söylemek gerekir: Sürekli olarak siyasi referans verdiğiniz kişi, uğruna miting yaptığınız kişi, tuttu Venezüella'lı bir kişinin Nobel Barış Ödülü almasını kutladı. Bu ödülü alan kişinin sicili İsrail’e müdahale etsin diyen, kendi ülkesine Siyonist müdahaleyi davet eden bir kişidir. Siz önce CHP'yi bu ağır hasardan nasıl kurtaracağınızı düşünün.

Siyasi rakibinizin bu duruma düşmesi bizim için kazanç olabilir ama biz bu kazancın peşinde değiliz. Yabancı liderlerle ilgili “duyduk”, “bize söylendi” gibisinden değerlendirmelerin geçerliliği yoktur. Baştan aşağı üçüncü sınıf politik bir magazin olarak değerlendirilmelidir.

Cumhurbaşkanımızın siyasi hayatı boyunca AK Parti'nin mücadelesinde Alevi canlarımızın yanında olduk. Eşitsizlikle mücadele ettik. Biz kendimizi Alevi canlarımızdan görüyoruz. Aynı ülkeyi, aynı kaderi paylaşıyoruz.

Şimdiye kadar pek çok kez son derece ileri adımlar attık. Yetkili kurumlarımız konuyu değerlendirecektir. Cumhur İttifakı olarak tek bir görüş oluşturacağız. Askeri hastanelerle ilgili konuda şunu söylemek isterim: Etrafımızda gelişen savaşlar, çatışmalar, krizler çerçevesinde tüm mekanizmalar gözden geçirilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Milli Savunma Bakanlığına talimatı var. Türkiye’nin milli güvenliği konusunda hangi mekanizmaların güncellenmesi gerektiği değerlendiriliyor.

Bahçeli DEM’e Tepki Gösterdi, Cemevinin İbadethane Olması Çağrısı Yaptı
Bahçeli DEM’e Tepki Gösterdi, Cemevinin İbadethane Olması Çağrısı Yaptı
İçeriği Görüntüle

Bu çerçevede Milli Savunma Bakanlığı çalışmalarını yapıyor. Askeri hastaneler de bu çalışmanın içindedir. Çalışma bitince Cumhurbaşkanımıza arz edilecek, gerekli adımlar atılacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin harp ve değerlendirme tecrübesi yüksek düzeydedir. Askeri hastaneler dâhil olmak üzere yeni yaklaşımlar hayata geçirilecektir.

Kira meselesiyle ilgili olarak da vatandaşlarımıza uygun fiyatlarda kiralanabilecek sosyal konut yapmakla ilgili kapsamlı planlar var. Sosyal konutlarla makul fiyatlarda kiralama sağlanacak, bu da kira piyasasında dengeleyici etki doğuracaktır.

Bütün zirvelere birden fazla senaryoyla gideriz. Netanyahu'nun bu zirveye katılması söz konusu değildi, ancak her senaryoya hazırdık. Cumhurbaşkanımız hiçbir şekilde Netanyahu ile aynı fotoğraf karesinde, aynı zirvede, aynı masada olmayı kabul etmezdi.

Sayın Özgür Özel'in nasıl davranacağı kendi bileceği iştir. Türk siyasetinde net bir kural vardır: İçeride her türlü mücadele edilir ama dışarıda hiçbir siyasetçiye devlet başkanı üzerinden söz söyletilmez. Cumhurbaşkanımıza yabancı siyasetçiler tarafından söylenen saygısız sözlere göz yumulması büyük bir siyasi ayıptır.

Şehitlerimiz bizim için azizdir. Kimsenin şehitlerimize veya gazilerimize saygısızlık etmesine müsamaha göstermeyiz. Bu tür sözleri net bir şekilde kınıyoruz. Devletin ve milletin değerleri noktasında yürütülen süreçlerde saygısızlığa izin verilmez. Buradan bir kez daha şehitlerimize rahmet diliyoruz.

Tabii ki ihtiyatlı olacağız, her meseleyi teenni ile yürüteceğiz. Mescid-i Aksa'ya yönelik bir saygısızlık gerçekleşti, bunu tel’in ediyoruz. Günlük aksamalar, farklı yaklaşımlar olabilir. İsrail'in huyunu biliyoruz; Netanyahu hükümetinin süreci sabote etmek için elinden geleni yapacağının farkındayız.

Biz Cumhurbaşkanımızın koyduğu iradeyi takip etmeye devam edeceğiz. Bunu uluslararası paydaşlarımızla birlikte yapacağız. Hiçbir bahane ile Gazze'ye yardımın engellenmesi, Refah sınır kapısının kapatılması mazur görülemez. Herkese teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum."