Dünya

AK Partili Vekillerden Refah Sınır Kapısı'ndan Dünyaya Tarihi Mesaj: Gazze Yalnız Değildir!

On binlerce masum canın yitirildiği, evlerin harabeye döndüğü ve hastanelerin hedef alındığı bu barbarlık karşısında dünya sessizliğe bürünürken, Türkiye'den yükselen cesur bir ses var: Recep Tayyip Erdoğan. Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla harekete geçen AK Partili milletvekilleri, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı insanlık dışı ablukaya son vermek için Mısır'ın Refah Sınır Kapısı'ndan dünyaya meydan okudu. Bu tarihi ziyaret, Filistin halkının yalnız olmadığını bir kez daha kanıtladı.

Abone Ol

Ortadoğu'nun kalbindeki kanayan yara, Gazze, bir kez daha İsrail zulmünün pençesinde.

Refah Sınır Kapısı’nda Zafere Giden Yolda Bir Adım

AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı liderliğindeki 30 kişilik heyet, Refah Sınır Kapısı'nı ziyaret ederek İsrail'in vahşetine dikkat çekti. Bu sembolik adım, Gazze'ye uygulanan ablukanın bir an önce kaldırılması ve insani yardımların engelsizce ulaştırılması çağrısıydı. Heyette yer alan Cumhur İttifakı milletvekilleri, İsrail'in işlediği savaş suçlarına karşı uluslararası toplumun sessizliğini bozması için haykırdı.

Türkiye Zulme ve Soykırıma Karşı Savaş Açtı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, Refah'tan dünyaya seslendi: "Herkes sussa, herkes sırtını dönse bile Türkiye'nin bu zulme, bu soykırıma karşı sessiz ve tepkisiz kalması düşünülemez." Bu net ve kararlı duruş, Türkiye'nin mazlum Filistin halkının yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. Yalçın'ın sözleri, İsrail'in işlediği cinayetlere karşı Türkiye'nin vicdanının ne kadar berrak olduğunu ortaya koydu.

Ateşkes Değil, Adalet! Gazze Halkı İçin Tam Tehcil

Yalçın, acilen ateşkesin sağlanması gerektiğini vurgularken, Türkiye'nin nihai hedefinin yalnızca ateşkes olmadığını, aynı zamanda suçluların cezalandırılması olduğunu da belirtti. "Gazze halkı yalnız değildir. Bu kuşatmayı yarmak, Gazzelilere el uzatmak, yaraları sarmak, suçluları da cezalandırmak için her an teyakkuzdayız." Bu sözler, Türkiye'nin Gazze'deki soykırımın faillerini adalet önüne çıkarmakta kararlı olduğunun bir kanıtıydı. Heyetin Mısır senatosuyla yaptığı görüşmeler de bu kararlılığın bir parçası olarak değerlendirilebilir.