Beşiktaş’ta gündem hafta sonu yapılacak ve yönetime ek yetkiler verilmesinin görüşüleceği kongre. Camiada kongrenin aceleye getirildiği, Beşiktaş’ın gayrimenkullerini elinden çıkaracağı konuşuluyor. Serdal Adalı yönetimi bir yandan kongre üyelerini bilgilendirirken hafta sonunda yapılan divan kurulu toplantısında sunun yapıldı. Divan heyetiyle yapılan görüşmeler sonra yekinin kapsamı/sınırı/netliği açısından düzenleme yapıldı.
Somut verilere bakalım
Sermaye artışından gelen yaklaşık 1,4 milyar düşülünce toplam yükümlülük 15 milyar seviyesine, nakit çıkış gerektiren yükümlülükte 12 milyar seviyesine iniyor, finansal borçta 3,1 milyara düşüyor. Yönetim sermaye artışından gelen paranın % 90’ının yapılandırma kapsamında ödendiğini açıkladı.
Nakit akışında açık 63 milyon Euro’ya yükselmiş, “Beşiktaş’ın her 100 birim varlığına karşılık 133 birim borcu” olduğu ifadesi bu durumu özetliyor. Yani Beşiktaş’ın bu durumda ayakta kalması imkansız. Gelen yönetimlerin kasa kolaylığı günü kurtarsa bile borç artıyor.
Türk futbolundaki kriz ortada. Hiç bir kulüp bu gelirlerle finansal sürdürülebilirliği sağlayamıyor. Galatasaray ve Fenerbahçe gayrimenkul yatırımlarıyla ek kaynak yarattı. Beşiktaş bu hamleyi daha önce başlatmış olmasına rağmen Fulya ve Akaretler’deki başarısızlıklar camiada güvensizlik oluşmasına neden oldu. Bu güvensizliğin tek nedeni geçmiş kötü tecrübeler. Camia bu konuda haksız sayılmaz.
İlk çıkılan gündem maddelerinde yönetim tarafından güncellemeye gidildi. Buna göre, yetkiler projelere indirgendi, kulübün hisselerini ipotek ettirme yetkisi kaldırıldı. Şirket bugün bütün mal varlığını satsa borcun tamamını karşılayamıyor. Proje gündeme geldiğinde yönetime Dikilitaş karşılığı yapılandırma borcunun sıfırlanmadı teklifi geldi. Ancak yönetim bunda kulüp zararlı olacağı gerekçesiyle kabul etmedi.
Bu proje beklentiler ve yönetimin sunumu doğrultusunda gerçekleşirse faiz yükünden kurtulup nakit açığını dengeleme imkanına kavuşulmuş olacak. Karşı taraf ya da iş ortağı devletin ortaklığı olan kurum Aşçıoğlu gibi özel sektör değil. Ziraat Bankası ile yapılan işbirliği alacaklılar açısından güvence. İmara asla açamayacağın bir arsayı değerlendirip finansal borçlar dahil borcunun en az 3’te birini kapatma şansın oluyor.
Yönetim pazarlık masasından kalkmadı
Çarşamba günü Beşiktaş İkinci Başkanı Hakan Daltaban, Genel Sekreter Uğur Fora, Sayman Yönetim Kurulu Üyesi Çağatay Abraş, Yönetim Kurulu Üyeleri Orhan Özalp ve Merve Öztopaloğlu ile bir araya geldik. Buluşmada hafta sonu kongrede istenecek yetkinin detayları konuşuldu.
Her yönetim kurulu üyesi belli konu başlıklarında sunum yaptı. İşte madde madde aktarılanlar:
- Beşiktaş bir cm2 gayrimenkulünü sqtmayacak. Yapılan işlem arsadan bir değer yaratmak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ve talimatıyla Beşiktaş adına bir değer yaratılıyor. Bu işe Emlak Konut ile çıkıldı. Yani imar sorunu yaşamayacak. 15 dönüm kullanım hakkı olan araziye ek olarak 5 dönüm yer satın alınacak. İnşaat yapılacak alan 20 dönüme çıkacak.
- Bölgede emsal inşaat oranı 0,75. Ancak Beşiktaş için bu 2’ye çıkarıldı. Böylelikle yaklaşık 40 bin m2’lik inşaat olacak. Ciro beklentisi yaklaşık 350-400 milyon Euro. Beşiktaş’ın buradan gelir beklentisi 150-200 milyon Euro. Aradaki 50 milyon Euro hangi pazarlama tekniğiyle satışa çıkılacağına henüz karar verilmemiş olmasından kaynaklanıyor. Satışın peşin ya da vadeli olması durumuna göre gelir artacak. Satılamayan gayrimenkul tapusuyla kulübe kalacak.
- İnşaat maliyeti 40-60 milyon dolar arasında olacak. Normalde Emlak Konut bu tarz projelerde yüzde 15 komisyon alıyor. Ancak pazarlıklar sonucu bu oran yüzde 8’e indi. Ziraat Bankasının konsorsiyumda ter alması borçlu için avantaj,
- Yetkilendirme tamamlanır ve yaz sonuna kadar imar dahil diğer işlemler tamamlanırsa inşaat deyimiyle maketten satış başlayacak. Yönetime göre her şey planlandığı gibi giderse bu yıl bitmeden projeden Beşiktaş’ın kasasına para girmeye başlayacak. Bu gelen paranın tamamı borç ödemede kullanılacak. Yüksek enflasyon ve ve faiz nedeniyle artan borç yükünü stabil tutmak için borç Euroya çevrilecek.
- Beşiktaş yönetimi kongrenin hemen ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çıkarak hem teşekkür edecek hem de projenin hızlandırılması için destek talep edecek.
Hakan Daltaban, sohbet toplantısında basın mensuplarına hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’ndaki gündem maddeleri bizim için çok önemli bir dönemeç. Beşiktaş’ın faiz yükü çok ağır. Dikilitaş projesini rakiplerle aradaki farkı kapatmak için çok önemli buluyoruz. Bu projeyi Beşiktaş’ın mali açıdan kurtuluşu olarak görüyoruz. Elimizde altı yedi projemiz var. Bu projelerden üç tanesini gerçekleştirdiğimizde Beşiktaş’ın parayla ilgili sorunu kalmayacak.
Genel Sekreter Uğur Fora, projeyi detaylandırdı: Şan Ökten Tesisleri ile Süleyman Seba Spor Salonu’nun mülkiyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda. Hedefimiz beş dönümlük bu arazinin tüm haklarını Beşiktaş’ın malı haline getirmek. Bu süreç, göreve geldiğimizden bu yana titizlikle yürütülmektedir.”
Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Özalp finansal özeti yaptı: Dünya, ekonomik olarak çalkantılı bir dönemden geçiyor. Böyle bir ortamda bir tarafta Emlak Konut bir tarafta kamunun en büyük bankası Ziraat Bankası ile bu projenin mümkün olan en kısa sürede hayata geçmesini planlıyoruz. Beşiktaş bu projeyi kendine yakışır paydaşlarla gerçekleştirecek. Bu arazinin imarlanarak değer kazanması hepimiz için bir şans.
Sermaye artırımından gelen paranın neredeyse tamamını bankalara olan borcu azaltmak için kullandık. Biz sözümüzün arkasında durduk. Dikilitaş projesi Beşiktaş’ın finansal özgürlüğü için en önemli önceliğimiz. Biz önceki yönetimlerin faturasını ödüyoruz. Biz de aynı şeyi devam ettirebilirdik. Borcu azaltmak yerine borcu aynı yerde tutsak bunu da başarı olarak satardık. En zorunu yapmak, fedakarlık yapmayı gerektiriyor. Beşiktaş’ın faiz yükü ortadayken bekleme lüksü olduğuna inanıyor musunuz? Biz şeffaf olduk. Yapabileceklerimiz ve yapmak istediklerimiz konusunda şeffaf davranmaya çalıştık. Kaybettiğimiz her günün bedelini içimize sindirmek mümkün değil. En zor şartta sermaye artışına gittik. O zaman da acele ettiğimiz söylendi. Yaşadığmız coğrafyanın gerçekleri var. Birkaç ay sonra sermaye artırımı yapmaya kalksak o parayı da bulamayabilirdik.
Beşiktaş’a bir yılda sermaye artırımı ve yönetimden gelen rakamlarla ekstra kaynak yaratıldı. Biz kendimizi anlatmayı, enkaz edebiyatı yapmayı sevmiyoruz. Atıl durumdaki bir alanı 400 milyon avroluk bir proje haline getiriyoruz diye belki de reklamını iyi yapamadık.
Yetki tartışmasında en çok gündeme gelen konulardan biri kangren haline gelen Fulya benzinlik ve kirası. Hasan Arat yönetimi geçtiğimiz mali kongrede benzinlik kiralanması konusunda yetki alıp değerleme sonrası imza noktasına gelmişti. Anlaşılan rakam 1 milyon 100 bin tl artı KDV idi. İlgili firma ayrıca altyapı için 3 milyon tl nakit yardımda bulunmayı taahhüt etmişti. Serdal Adalı seçilince ilgili firmayla pazarlık sonucu kirayı aylık 1 milyon 200 bin tl artı KDV’ye çıkardı. Ve imza aşamasına gelindi. Ancak yetki talebinde kira süresi 10 yıldan 15 yıla çıkarılmış, tapuya şerh detayı eklenmişti. Bu kafaları karıştırdı.
Yönetim bu durumu şöyle özetledi: Burada her şey tamam gibi görünse de bizim dikkate aldığımız ve çok bilinmeyen bir detay var. İlgili firma kiracı olduğu dönemlerde 2.5 sene iş yaptırılmadığını belirtip mahkemeye gitmiş. 3 farklı bilirkişi raporunda bu durum belgelenmiş. Firma 10 milyon dolara yaklaşan tazminat talep ediyor. Mahkeme 10 milyon dolar olmasa bile yüklü bir tazminat kararı verebilir. Bu büyük risk.
O zaman oturun masaya tazminatta anlaşın verin parayı çıkartın ve yeni kiracıya bakın denilebilir. Bu alternatifleri masaya yatırdık. Petrol şirketlerinin verdiği bayrak parası yatırımlar vs finansal analizini yaptık. Düzenin bozulmasını gerektirecek bir durum ortaya çıkmadı. Anlaşmayı imzaladığımız gün ilgili firma tazminat davalarından feragat edecek. Bu büyük bir sorunun ortadan kalkması demek.
Tapuya şerh ve sürenin 15 yıla çıkması detayına gelince; Benzin istasyonunun ruhsat alabilmesi için kira süresi ve tapuya şerh şartı getirildi. Biz bu koşulu sağlıyoruz. Ama beş yılda bir değerleme şartıyla kulübün çıkarlarını koruyoruz.
Beşiktaş’taki bu güvensizlik ortamının ortadan hemen kalkması zor görünüyor. Bu konuyu sorduğum Genel Sekreter Uğur Fora şunları söyledi: Biz yönetim olarak kurumsallaşmayı hedefledik. Benim imzamla önceki yönetim hakkında yapılan işlemlerle ilgili 4 ayrı suç duyurusunda bulunduk. Camiadan gelen tepki ve yönlendirmeler sonrası yetki talebinde gerekli düzenlemeleri yaptık. Aldığımız yetkinin dışına çıkarsak yargılacağımızı biliyoruz. Kim bunu yapar? Camiamız bize güvensin. Biz vaad edilen ama bir türlü hayata geçirilmeyen şeffaflığı getirdik.
Oylama güven oyu anlamına gelir mi?
Kongreyle ilgili tartışılan iki teknik konuyu en sona bıraktım; İlki oylama güven oylaması anlamı taşır mı? Yönetim bu soruyu anlamsız buluyor: Biz henüz 1 ay önce rekor oyla 3 yıllığına seçildik. Yetki verilmezse başla alternatif gelir yaratma modelleri arar, bulur, hayata geçirmeye çalışırız.
Hangi oy oranı yetki tartışmasını mahkemeye götürmez? Spor yasasında kabul oranıyla ilgili muğlaklık kafaları karıştırdı. Bu nedenle Beşiktaş yönetimi spor bakanlığı hukuk işlerine başvurup resmi görüş talep etti. Gelen yanıta göre düzenleme yapıldı. Yani o açıdan kongrenin mahkemeye taşınma yolu kapandı.