2019 Mahalli İdareler Seçim sonuçları, yok poşet parası, yok patates-soğan fiyatları derken sözüm ona seçmenin AK Parti’ye bir uyarısıydı…
Bu seçimlerle birlikte Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri ile Bolu Belediyesi ve birkaç il Belediyesiyle bir kısım ilçeler CHP’ye geçti.
2019-2024 arası bu belediyelerde elle tutulur gözle görülür bir hizmet olmamasına rağmen tamamen algı üzerine kurulan bir yönetim anlayışı 2024 seçimlerinde bu belediyelerin yanında Büyükşehir ve İl Belediye sayısında CHP’yi öne çıkardı.
Peki belediyelerdeki bu yönetim değişimi vatandaşa yansıdı mı?
Elbette hayır.
Ankara örneği ortada.
Başkent’e değer katsın turizm gelirlerine katkı sağlasın diye projelendirilen ve tamamlanan tema park ANKAPARK CHP zihniyeti tarafından çürümeye terkedildi.
Adeta bir hurdalık yığını haline getirildi.
ANKAPARK, CHP’li Mansur Yavaş açısından sadece AK Parti dönemine çamur atmak için çöplüğe dönüştürülmüş bir metaydı.
Öyle ki; sistemli bir şekilde çöplüğe dönüşmesine, hurdalık haline gelmesine seyirci kaldığı o parkın havuz bakımları için CHP’li bir meclis üyesiyle ilişkili şirkete on milyonlarca liralık iş bile verdiği tartışıldı, belgelerle kamuoyuna yansıdı.
İstanbul zaten malumunuz!
Deveyi de hamudu da götürmüşler adeta.
İtirafçılar soruşturma savcısının kapısında kuyruğu geçmiş!
Ekrem İmamoğlu’nun yakın kurmaylarından her gün birinin “itirafçı” olduğu haberleri çalkalanıyor ortalıkta.
Peki sonuç?
Milyonlarca insan bu hırsızlık şebekesi için “adalet arıyor”!
Binlerce kişi CHP tarafından meydanlarda toplanıyor ve yolsuzluk şüphelisi tutuklu isimlerden kahraman çıkarılmaya çalışılıyor hatta hızlarını alamayıp söz konusu kişiyi Atatürk ile benzeştiriyorlar. Bu benzetmeyi muhafazakâr mahalleden biri yapsa “Atatürk’e hakaretten” suç duyurusunda bulunacak olanlar “Ekrem İmamoğlu Atatürk gibi cumhurbaşkanı olacak” deme yüzsüzlüğünü ve pervasızlığını bile sergiliyor.
Ne acıdır ki; tüm bunların da milyonlarca alıcısı hazırda bekliyor meydanlara doluşuyor.
Toplumun önemli bir kesiminin olgularla değil algılarla güdüldüğünü görmek açısından çok acı bir tablo bu.
Ve kötü olmadan baş edilemeyecek bu kötülükle çizilen acı tablonun son örneğini de Üsküdar’da yaşadık.
Son Mahalli İdareler seçimlerinde CHP yönetimine geçen Üsküdar Belediyesi’ne 5 milyon 400 bin TL’lik haciz işlemi yapıldı. Önce Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş akabinde de Belediyenin kurumsal kimliği söz konusu haciz işlemini “eski yönetimin borcu” diye açıklayıp taksitlendirmeye gidildiğini duyurdu.
Ne kadar CHP’li gazeteci ve troll varsa hepsi bir ağızdan “bakın gördünüz mü AKP’lilerin bıraktığı borçmuş” yaygarası kopardı.
Oysa işin aslı bambaşkaydı.
Üsküdar Belediyesi, AK Partili Hilmi Türkmen döneminde belediyeye kaynak üretmek için projeler geliştirmiş. Bu projelerden biri de Küçüksu Mahallesi’nde Kentsel Dönüşümle 40 adet yüksek değerli konuttan oluşuyor.
Projenin tüm maliyeti de AK partili Hilmi Türkmen döneminde karşılanmış. Üretilen 40 konutun her birinin ortalama piyasa değeri 20 milyon TL civarında.
Belediye’yi CHP’li Sinem Dedetaş kazandıktan sonra belediye bu konutları satışa çıkarıyor ve 40 daireyi 800 milyon TL’ye satıp parayı belediye kasasına koyuyor.
CHP yönetimi bu parayı kasaya koyuyor koymasına ama projenin yüklenici firmasının projeden kalan 5 milyon 400 bin TL’lik o da sonradan yapılan peyzaj düzenlemesi gibi kalemlere dair alacağına da ödemiyor. Sinem Dedetaş yönetiminin bu parayı ödememe gerekçesi ise “AKP döneminden kalan borç” sayması…
Yahu “AKP yönetiminin” ürettiği projeden 800 milyon TL’yi belediye kasasına koyarken iyi de o projeden kalan 5 milyon 400 bin liralık bakiye borcu ödemeye gelince nasıl “AKP’li yönetim” suçlanıyor?
Tabi belediyenin bu tutumu karşısında firma son çare konuyu yargıya taşıyıp yasal takip başlatıyor ve haciz işlemine başvuruyor.
Belediyeye bu rezaleti yaşatan CHP zihniyeti de konu kamuoyuna aktarılınca bütün bir pişkinlikle eski yönetimi suçlayıp sıyrılıyor işin içinden.
Yalan ve manipülasyonla yarattıkları algı milyonlara ulaştı.
Şimdi o milyonlara zerk edilen zehirden arınmak için kötülükten başka bir panzehir var mı siz söyleyin?