Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı canlı yayında yaptığı açıklamalarla adeta ülkenin ekonomik panoramasını özetledi. “Bu sene başımıza neredeyse gelmeyen kalmadı” sözleriyle dikkat çeken Bakan Şimşek, kuraklıktan depreme, küresel krizlerden iç politikadaki gelişmelere kadar birçok başlıkta yaşananların, ekonomide ciddi belirsizliklere yol açtığını vurguladı.
“Kuraklık, savaşlar, davalar… Hepsi ekonomiyi sarstı”
2025 yılının hem küresel hem de yerel anlamda zorlu geçtiğini dile getiren Şimşek, özellikle iklim krizinin etkileri, bölgede yaşanan savaşlar, ABD’nin ticaret politikaları ve CHP’ye yönelik açılan davaların, ekonomi üzerinde yarattığı baskıyı açıkça dile getirdi. “Trump’ın ticaret savaşları, bölgemizdeki gerilimler, içeride ise hukuk süreciyle ilgili belirsizlikler bizi etkiledi” diyerek, ekonomik istikrarın sadece finansal değil, siyasi gelişmelerle de bağlantılı olduğunu ifade etti.
Depremin faturası: 90 milyar dolar
Bakan Şimşek’in açıklamalarında en çarpıcı noktalardan biri de Şubat ayında yaşanan büyük depremin maliyeti oldu. Şimşek, devletin bugüne kadar deprem bölgesi için 3,6 trilyon TL, yani yaklaşık 90 milyar dolar harcadığını belirtti. Bu harcamaların büyük kısmının yeniden inşa ve vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanmasına yönlendirildiğini vurguladı.
Şimşek, “Bu kadar büyük bir afetin ardından bütçe açığı kaçınılmazdı. Ancak biz bu açığı piyasadan borçlanarak yönetip, enflasyonist etkileri kontrol altında tuttuk” ifadelerini kullandı.
Enflasyon mesajı: “Fiyatlar eski hızda artmıyor”
Yıl sonu enflasyon tahminlerini de paylaşan Bakan Şimşek, manşet enflasyonun yıl sonunda %30’un altına inmesini beklediklerini, gelecek yıl için hedefin ise %20’nin altı olduğunu açıkladı. Kuraklık nedeniyle gıda enflasyonunun %30’un üzerine çıktığını, ancak temel mal enflasyonunda %20’nin altına düşüş yaşandığını söyledi.
Hayat pahalılığına da değinen Şimşek, vatandaşın bu konuda haklı olduğunu belirterek, “Fiyat etiketleri artık eski hızla değişmiyor. Enflasyonda hissedilir bir yavaşlama başladı” açıklamasını yaptı.
2026 ve sonrası için umutlu mesajlar
Küresel ekonomik yavaşlamaya rağmen Türkiye’nin bazı avantajlara sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, savunma sanayii ihracatındaki artış, bölgesel entegrasyon fırsatları ve enerji fiyatlarındaki düşüş gibi faktörlerin, orta vadede Türkiye’ye pozitif katkılar sunacağını belirtti. “Zorluklara rağmen dengeli bir resim oluşuyor” diyen Şimşek, 2026’dan itibaren daha istikrarlı bir ekonomik iklim öngördüğünü ifade etti.