Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi'nin ardından düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adil bir barışın kaybedeni olmaz" diyerek, Orta Doğu'da barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti.

TÜRKİYE-NATO İLİŞKİLERİ

Erdoğan konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü;

"Terörizm tehdidinden en fazla zarar gören, bölgemizdeki birçok krizden doğrudan etkilenen müttefikiz.

Halihazırda uluslararası gündemi domine eden olayların hemen hepsi Türkiye'nin yakın çevresinde yaşanıyor. Ülkemizi tüm bu krizlerin, sıcak çatışmaların ve gerilimlerin uzağında tutmaya gayret ediyoruz. Caydırıcılığımızın artırılmasına ve savunmamızın güçlendirilmesine büyük önem veriyoruz.”

Erdoğan, müttefiklerin sorumluluk üstlenmek konusunda bizimle aynı çizgiye gelmesi gerektiğini belirterek bunun sadece savunma harcamalarını artırarak değil müttefikler arasında karşılıklı anlayış ve iş birliğinin samimiyetle tesis edilmesiyle mümkün olacağını söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin, ittifakın terörizmle mücadeledeki rolünü öne çıkaran müttefiklerin başında geldiğini belirterek, “Lahey'de, terörle mücadelenin ancak müttefiklerin samimi dayanışmasıyla başarılabileceğini vurguladım. Zirve bildirisine bu tehdidin yansıtılmasını sağladık.” Dedi.

Ukrayna'da 3 yılı aşkın süredir devam eden savaşın sonlandırılması için çabaların sürdüğünü belirten Erdoğan, “Hedefimiz, taraflar arasında ilave somut adımlar atılmasına destek olmak suretiyle kalıcı barışa giden sürecin taşlarını döşemektir. Müttefiklerimizin de desteğiyle savaşın en kısa sürede neticelendirilmesi umudumu koruyorum. Hep söylediğim gibi, “adil bir barışın kaybedeni olmaz." İfadelerini kullandı.

FİLİSTİN’DE İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜME VURGU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında Orta Doğu'daki tehditlerin ve krizlerin her geçen gün daha ciddi bir hal aldığına işaret etti.

Gazze'de Filistin halkına yönelik 2 yıla yaklaşan mezalime dikkati çeken Erdoğan, 2 milyonu aşkın Gazzelinin yıkıntıların arasında, tepelerine sürekli bombalar yağarken, çok zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi verdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"İsrail hükümeti en temel ihtiyaç maddelerinin dahi Gazze'ye girişine engel çıkartıyor. İsrail'in engellemeleri ve saldırıları sebebiyle Gazze'deki insani trajedi, insani felakete dönüşmüş durumda. Vicdan sahibi hiçbir insan, böyle bir vahşete sessiz kalamaz. Bebekler uyurken susulur, bebekler öldürülürken susulmaz. Buradan insan hayatına değer veren herkesi zulme karşı seslerini yükseltmeye çağırıyorum. Ancak uluslararası toplumun, bilhassa ilgili kurumların İsrail'i durdurmakta yetersiz kaldığını müşahede ediyoruz. Hiçbir kural tanımayan, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden İsrail, ihlallerine her geçen gün yenilerini ekliyor. Bir defa şunun iyi anlaşılması şart, İsrail bölgeyi istikrarsız hale getirerek, kendi halkının güvenliğini sağlayamaz. Bölgedeki tüm ülkeler gibi İsrail'in de güvenliği komşularının istikrarından, huzurundan ve refahından geçmektedir. Yaşananlar 1967 sınırları temelinde coğrafi bütünlüğü haiz iki devletli çözümün kaçınılmaz olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatmaktadır."

İsrail ile İran arasında yaşanan çatışmalara da değinen Erdoğan, "İsrail ile komşumuz İran arasındaki en son askeri tırmanma bölgemizi çok ciddi risklerle karşı karşıya bıraktı. Krizin ilk anından itibaren malumunuz yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Bölgedeki liderlerle telefon görüşmelerimiz oldu." ifadelerini kullandı.

Erdoğan ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının İstanbul'da toplandığını hatırlattı.

ZİRVE GÖRÜŞMELERİ

Zirve kapsamında birçok liderle görüşmeler gerçekleştirdiğini aktaran Erdoğan, bu kapsamda ABD Başkanı Donald Trump, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Hollanda Başbakanı Dick Schoof, Romanya Cumhurbaşkanı Nicuşor Dan'ın da aralarında olduğu pek çok liderle bir araya geldiğini söyledi.

Temaslarda, hem müttefiklerle ikili ilişkileri geliştirmenin yollarını hem de zirve gündemindeki konuları ele aldıklarını aktaran Erdoğan, Türkiye'nin gelecek yıl NATO zirvesine ev sahipliği yapacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından bir çok ülkeden basın mensubunun sorularını yanıtladı.

Azerbaycanlı gazetecinin, "Rus ordusunun Azerbaycan'dan ayrılmasına" ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Rus ordusu şu anda Azerbaycan'dan ayrıldı, orada değil. Çıktığına göre artık zaten bu sorunun da hükmü kalmadı. Daha ben yeni Karabağ'a gittim, böyle bir şey zaten orada yok. Şu anda Azerbaycan orayı Azerbaycan devletinin yaşanabilir hükmü altına getirmenin gayreti içerisinde. Altyapı, üstyapı noktasında adımlarını atıyorlar ve çok ciddi de yatırımlar yapıyorlar." dedi.

"Türkiye ile İsrail arasında bir çatışma çıkarsa NATO Türkiye'yi savunmaya gelir mi?" sorusuna Erdoğan;

"Türkiye'ye herhangi bir saldırı olmadıktan sonra, Türkiye'ye yönelik bir saldırı olmadığı takdirde ki şu anda böyle bir şey söz konusu değil, Türkiye bölgesinin bir barış ülkesidir ve bölgesinde de barışın özellikle hakim olması için bütün gayretlerini göstermektedir. Ancak tabi bütün bunların yanında özellikle de İsrail'in bu çekilmez, dayanılmaz tavrına karşı da biz orada zulmün karşısında yer almayı devam ettireceğiz. Bugüne kadar Gazze'de olduğu gibi bölgede zalimlerin karşısında yer aldık, zulmün karşısında yer aldık, yer almaya devam ediyoruz. Özellikle de garip gurebanın yanında yer almaya devam ediyoruz.

Düşünün şu anda Gazze'de aylardır oradaki mazlumlara ayni yardım gitmiyor. Şimdi bu insanlara ayni yardım gitmezse, bu insanların hali ne olacak? Biz de tabi şu anda güçlü olan ülkelere diyoruz ki gelin İsrail'in karşısında yer alın. Bu ayni yardımların götürülebilmesi için Gazze'ye kapıların açılmasını ne yapmak lazım? Sağlamak lazım. Kızılhaça bile şu anda İsrail yol vermiyor. Kızılhaç kanalıyla bile Gazze'deki bu insanlara yardım gitmiyor. Böyle bir durum söz konusu. Kızılhaç çalışabilse, o kanalla buralara ayni yardım, gıda, ilaç, yiyecek, giyecek bütün bunları götürme imkânı sağlanmış olacak. Ama şu anda bu bile maalesef yok." Yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin "Eurofighter Typhoon" savaş uçağı tedarikine ilişkin de "Gerek İngiltere gerek Almanya ile görüşmelerimizi yaptık, yapıyoruz ve bu konuda olumlu gelişmeler var." dedi.

"Türkiye, gayrisafi yurtiçi hasıladan savunmaya ayırdığı payı yüzde 2'den yüzde 5'e çıkarmak için hangi yolu izleyecek? Almanya ile görüşmenizde Eurofighter alımıyla ilgili konu gündeme geldi mi?" sorusunu Erdoğan;

"Şu an itibarıyla önümüzdeki 10 yıl içerisinde tabii ki atacağımız adımlar milli bütçeden olacaktır. Peyderpey milli bütçeden buraya gerekli olan payı ayırmak suretiyle NATO'ya olan bu desteğimizi vermiş olacağız. Eurofighter konusunda gerek İngiltere gerek Almanya ile görüşmelerimizi yaptık, yapıyoruz ve bu konuda olumlu gelişmeler var. Bu olumlu gelişmeleri de tamamen işi gerçekleştirdikten sonra inşallah adımlarımızı atmış olacağız." İfadeleriyle cevapladı.

"Gelecek yıl Türkiye'de yapılacak NATO Zirvesi'nin hangi şehirde düzenleneceğine" ilişkin soruya Erdoğan, öncekinin İstanbul'da olduğunu, görüşmeleri yapıp gelecek hafta içerisinde bunun kararını vereceklerini söyledi.

“İSRAİLLE BARIŞ ŞU AN MÜMKÜN DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile İsrail ilişkilerinin gelecekte nasıl olacağına ilişkin soruyu ise şöyle cevapladı:

" İsrail'le Türkiye'nin arasındaki ilişkilerin bu anlayışla devam etmesi halinde, burada aramızdaki barış, aramızdaki huzur mümkün değil. Zira atılan adımlar her şeyden önce barışı tehdit ediyor. Atılan adımlar barışı tehdit ettiğine göre burada nasıl barışı temin edeceksiniz, sağlayacaksınız? Mümkün değil. Düşünün, yani 100 bini aşkın insan ölü, yaralı ve hala da vurmaya devam ediyorlar. Öbür tarafta Gazze'deki mazlum insanlara Kızılhaç dahil, gıda sevkiyatı yapılmıyor. Bunu engelleyen kim? İsrail. Hala burada bu kadar barbarca bir adım atıldığı takdirde, biz nasıl bunlarla huzurlu bir ortamı tesis edeceğiz? Mümkün değil. Onun için de Kızılhaç şu anda devreye girmek istiyor, netice yok. Kızılay'ımız devreye girmek istiyor, netice yok. Mısır devreye girmek istiyor, netice yok. Bütün bunlarla birlikte hangi ülkeye bakarsanız bakın, hiçbirisi netice alamıyor. İsrail'i, Gazze'de şu ana kadar takındığı tavırdan vazgeçmeye davet ediyoruz."

İşte Gündemdeki Murat Kapki’nin 3. İfadesi
İşte Gündemdeki Murat Kapki’nin 3. İfadesi
İçeriği Görüntüle

"TRUMP’LA GÖRÜŞME"

Türkiye'nin elindeki S-400'ler ile F-35 programına dahil edilmesi konusundaki duruma ilişkin soruya Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Sayın Trump'la yaptığımız görüşmede tabii S-400'ü konuşmadık. O gündemimizde değil, o iş bitmiş bir iş. F-35 konusunu tabii görüştük. F-35 konusunda da biz 1 milyar 300-400 milyon dolar gibi bir ödeme yaptık ve F-35'leri alma noktasında biz Sayın Trump'ın da iyi niyetli olduğunu gördük. F-16'larımızın tamamıyla bakım, onarımı ve F-35'lerle ilgili de alımla ilgili çalışmalarımızı sorumlu olan arkadaşlarımız devam ettiriyorlar. Tabii bunun yanında bir de bizim Eurofighter'la ilgili çalışmalarımız var. Eurofighter konusunda da İngiltere ve Almanya ile bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Temennimiz odur ki bu iyi niyetimizi İngiltere'de, Almanya'da, onlar da olumlu karşılıyorlar. Çalışmalarımız devam ediyor."

“BENİM VERECEĞİM CEVAP BELLİDİR”

"ABD Başkanı Trump'ın Gazze'de kumarhane ve resortların inşa edilmesi konusunu" görüşmede gündeme getirip getirmediğinin sorulması üzerine Erdoğan,

"Akşam Sayın Trump'la görüşmemiz oldu. Yaklaşık 1-1,5 saat kadar görüşmemizi yaptık. Ama bizim görüşmemizde özellikle de Gazze'nin sahil boylarının sizin ifade ettiğiniz şekilde kumarhaneler olması gündeme gelmedi. Böyle bir şey zaten gündeme gelse herhalde benim vereceğim cevap bellidir. Bu konuda duruşum bellidir. Duruşum belli olduğuna göre, Sayın Trump öyle akıllı bir insandır ki kime hangi soruyu soracağını da iyi bilir ve böyle bir şey de zaten aramızda geçmedi."

KÜRTLERE MESAJ: HERHANGİ BİR SIKINTIMIZ YOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rudaw muhabirinin, “PKK'nın silah bırakması ve lağvedilmesi sonrasındaki adımın ne olacağına ve bölgede yaşayan Kürtlere nasıl bir mesaj vereceğine” yönelik sorusu üzerine de şunları kaydetti:

"Bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımla, Cumhurbaşkanları olarak bizim herhangi bir sıkıntımız yok. Şu anda gayet iyi gidiyor. Parlamentoda güçlü bir potansiyele sahipler. Onların böyle bir sıkıntısı olmadığına göre, bu yürüyüş, bu gidiş... Randevu istediler, ben de rahmetli Sırrı Süreyya ile Pervin Hanım'ı kabul ettim. Cumhurbaşkanlığında arkadaşlarımla beraber kendileriyle görüştük. Zannediyorum şimdi yine bir randevu talepleri var ve bu randevu taleplerini de yakın zamanda gerçekleştireceğiz, kendileriyle görüşmelerimizi yapacağız. Herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Benim ülkemde Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Arap'ıyla hepimiz biriz ve ülkemin bütünlüğünü de korumak benim de görevimdir. Bunu da en güzel şekilde sürdüreceğiz."