Bu konuşma, AK Parti’nin 23 yıllık iktidar birikimini temel alarak, 2028 seçimlerine kadar hem iç politikada hem de dış politikada nasıl bir yol haritası izleyeceğine dair önemli ipuçları sundu aslında.
Erdoğan’ın konuşmasından hareketle, AK Parti’nin önümüzdeki dönemde odaklanacağı temel politikaları üç ana başlık altında inceleyebiliriz:
• Halkla bütünleşme ve teşkilat yenilenmesi,
• Ekonomik istikrar ve sosyal refah,
• Dış politikada proaktif ve bağımsız duruş.
HALKLA BÜTÜNLEŞME VE TEŞKİLAT YENİLENMESİ
Erdoğan, konuşmasında AK Parti’nin temel gücünün milletle kurduğu gönül bağı olduğunu vurguladı.
“Biz millet için varız. Millet neredeyse biz hep orada olacağız. Millet ne istiyorsa onu yapacak, onu hayata geçireceğiz,” ifadeleri, partinin halk odaklı siyaset anlayışını bir kez daha teyit etti. Bu yaklaşım, AK Parti’nin 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde yaşadığı kayıpların ardından, halkın mesajlarını dikkate alarak teşkilat yapısını güçlendirme ve tabanla bağlarını yenileme kararlılığı olarak da okunabilir.
Erdoğan, teşkilat mensuplarına, “kibirden, tepeden bakmaktan” uzak durmaları gerektiğini bir kez daha vurgulayarak, partinin mütevazı ve samimi bir duruş sergileyeceğini ifade etti.
Belli ki Erdoğan teşkilatlarda yeniden bir yenilenme ve dinamik bir yapı oluşturma seçeneğini masada tutuyor.
Erdoğan’ın, “Partimizin politikaları dinamik, kadroları değişken ama ilkeleri sabittir” sözleri, AK Parti’nin değişim ve yenilenme sürecine girerken kurucu değerlerinden ödün vermeyeceğini ortaya koyuyor.
Görünen o ki; 11-13 Temmuz 2025’te düzenlenecek Kızılcahamam Kampı, bu yenilenme sürecinin stratejik planlamasının yapılacağı önemli bir platform olacak.
Bu kamp, teşkilatların enerji ve ilham toplayarak 2028 seçimlerine hazırlanmasını hedefliyor.
Parti, “Türkiye Buluşmaları” gibi etkinliklerle halkın farklı kesimleriyle doğrudan temas kurmayı planlıyor. Bu etkinlikler, sadece seçim dönemlerinde değil, sürekli bir iletişim ve diyalog zemini oluşturmayı amaçlıyor.
Erdoğan’ın, “Gönüller arası köprü kurmak için 86 milyon birlikteyiz,” ifadesi, kapsayıcı bir siyaset anlayışının altını çiziyor. Bu strateji, özellikle gençler ve kadınlar gibi dinamik kesimlerle bağları güçlendirmeyi hedefliyor. AK Parti’nin 8. Olağan Kongre sürecinde, eski Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in kendisinden sonra gelen Ahmet Büyükgümüş’e adeta bir enkaz devrettiği parti içinde bile konuşuluyor. Bu bakımdan Erdoğan’ın bugün İl Başkanlı toplantısında çizdiği ve 11-13 Temmuz 2025 tarihlerinde düzenlenecek Kızılcahamam Kampında tahkim etmesi beklenen teşkilat yenilenmesi ve tabanla barışık topluma dokunan teşkilat yapısına dönüşme hedefiyle ilgili adımların yakın bir zaman içinde atılması sürpriz olmaz.
Ayrıca gençlik ve kadın kollarının daha aktif rol alacağı bir süreç, AK Parti’nin tabanını genişletme çabasının bir parçası olacak gibi.
EKONOMİK İSTİKRAR VE SOSYAL REFAH
Erdoğan’ın konuşmasında ekonomik istikrar ve sosyal refah politikalarına dair mesajlar, AK Parti’nin halkın günlük yaşamına dokunan önceliklerini yansıtıyor.
Son dönemde tartışma konusu olan asgari ücret artışı ve enflasyonla mücadele, konuşmanın önemli başlıklarından biriydi.
Erdoğan, 2025 yılının enflasyon hedeflerini tutturma konusunda umutlu olduklarını belirtirken, faizlerin düşürülmesiyle enflasyonun da kontrol altına alınacağını ifade etti. “Faiz inecek ki enflasyon da insin. Bu bizim olmazsa olmazımız,” sözleri, AK Parti’nin ekonomi politikasında faizle mücadelede kararlı olduğunu gösteriyor.
Sosyal refah alanında ise Aile ve Gençlik Fonu gibi projeler genişletilecek. Erdoğan, yeni evlenecek gençlere verilen faizsiz kredi desteğinin 81 ilde uygulanmaya başladığını hatırlatarak, aile müessesesini güçlendirecek yeni düzenlemelerin yolda olduğunu müjdeledi.
Ayrıca, doğum yardımlarında artış ve Aile Enstitüsü ile Nüfus Politikaları Kurulu gibi yeni yapıların faaliyetleri, AK Parti’nin aile odaklı politikalarını güçlendireceğini gösteriyor. Bu politikalar, özellikle genç nüfusun ekonomik ve sosyal güvenliğini artırmayı hedefliyor.
Erdoğan, konuşmasında, “Şehirlerimizin sorunlarını ilk elden dinleme imkânı bulduk,” diyerek yerel yönetimlerin performansını artırmaya yönelik adımlara işaret etti. Yerel seçimlerde yaşanan kayıpların, hizmet eksikliklerinden kaynaklandığını kabul eden AK Parti, belediyeler aracılığıyla halka daha fazla eser ve hizmet sunmayı planlıyor. Bu, partinin 2029 seçimlerinde yerel yönetimlerdeki gücünü geri kazanma stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkan bir diğer önemli başlık dış politika oldu. Bölgedeki krizler ve küresel siyasetteki dönüşümler karşısında Türkiye’nin istikrarını koruyan ve atılım yapan bir ülke olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İsrail’in işgal ve istila politikalarına” sert eleştiriler yöneltti.
Gazze ve Lübnan’daki gelişmelere dikkat çeken Erdoğan, Türkiye’nin bölgedeki çatışmalara karşı barışçıl ve yapıcı bir rol oynayacağını ifade etti. Bu, AK Parti’nin dış politikada bağımsız ve vicdanlı bir duruş sergilemeye devam edeceğini gösteriyor.
Erdoğan’ın, “Türkiye, savunma sanayisinde, ticarette, turizmde atılım halinde” sözleri, dış politikada ekonomik ve stratejik kazanımlara odaklanılacağını ortaya koyuyor. Merkez Bankası rezervlerinin 173 milyar dolara ulaşması ve istihdam oranındaki artış gibi veriler, AK Parti’nin dış politikadaki başarılarını ekonomik göstergelerle destekleme çabasını yansıtıyor. Ayrıca, Türk Dünyası ile ilişkilerin güçlendirilmesi için yeni kurulan Türk Dünyası Başkanlığı gibi yapılar, Türkiye’nin bölgesel liderlik vizyonunu güçlendirecek adımlar olarak öne çıkıyor.
Özetleyecek olursak; Erdoğan’ın 1 Temmuz 2025 tarihli Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’ndaki konuşması, AK Parti’nin önümüzdeki süreçte halkla bütünleşme, ekonomik refah ve dış politikada liderlik ekseninde bir politika izleyeceğini gösteriyor.
Teşkilatların yenilenmesi ve halkla doğrudan iletişim, partinin tabanını güçlendirmeyi amaçlarken; enflasyonla mücadele, sosyal refah projeleri ve faiz politikaları, ekonomik istikrar hedefini destekliyor.
Dış politikada ise bağımsız ve proaktif bir duruş, Türkiye’nin bölgesel ve küresel etkisini artırma çabasını yansıtıyor. AK Parti, bu stratejilerle 2028 ve akabindeki 2029 (Yerel) seçimlerine güçlü bir şekilde hazırlanmayı ve Türkiye Yüzyılı vizyonunu gerçekleştirmeyi hedefliyor.