Ümit Erdim'den kızına duygusal doğum günü mesajı
Ümit Erdim'den kızına duygusal doğum günü mesajı
İçeriği Görüntüle

Ünlü şarkıcı Gülden Karaböcek, ablası Neşe Karaböcek'in anı kitabında dile getirdiği konularla ilgili olarak ilk kez suskunluğunu bozdu.

50 yıllık bir olay için kendisine linç yapıldığını iddia eden Gülden Karaböcek; "Ben hakkımı helal ediyorum" dedi.

1970'li yıllarda Neşe Karaböcek, plak şirketi sahibi Atilla Alpsakarya ile evliydi. Ardından boşandılar ve kısa süre sonra bu kez kız kardeşi Gülden aynı kişiyle evlendi. Bu olay üzerine Neşe Karaböcek kendisine oyun oynadığını iddia ettiği kız kardeşiyle tüm ilişkisini kesti. İki kardeş yaklaşık 50 yıldır konuşmuyor.

Neşe Karaböcek geçtiğimiz haftalarda çıkan "İşte Benim Masalım" adlı anı kitabında konuya değinmiş, olay yeniden gündeme gelmişti. Ünlü sanatçı, kitabının tanıtım toplantısında, kardeşini hâlâ affetmediğini söylemişti.

80Eb321A 164C 4Da6 B3Ee 6A131Eebd6F4

Magazin dünyasında ve sosyal medyada epeyce tartışılan kou hakkında suskunluğunu bozan küçük kız kardeş, sonunda bir basın açıklaması yaptı ve; "Yaklaşık 50 yıl önce iyisiyle kötüsüyle yaşanmış olan ilişkiler üzerinden bir linç kampanyası yapılıyor. Kendi adıma her şeye rağmen hakkımı helal etmiş durumdayım, iç huzurum da yerinde" dedi.

Gülden Karaböcek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Yakın zamanda yayımlanan bir anı kitabı üzerinden yaklaşık 50 yıl önce iyisiyle kötüsüyle yaşanmış olan ilişkiler üzerinden bir linç kampanyası yapılıyor oluşu bu açıklamayı zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle ülkemizin bunca sorunu varken değerli vaktinizden aldığım için kusura bakmayınız".

"Evlilik, sevgililik ilişkilerinde en az iki hikâye ve anlatıcı vardır, tüm tarafları dinlemeden bir yargıya ulaşmak doğru değildir. İlgili kitapta adı geçen taraflardan birisi olarak yıllarca bu konuda konuşmamayı tercih ettim ve hâlâ aynı yaklaşımdayım. Adı geçen üç tarafın da çocukları ve sevdikleri var, bu konuyla ilgisi olmayan hiçbir kişinin hayatlarının etkilenmesini tercih etmem. Coğrafyamızda söylendiği gibi ‘kadının adı yoktur’. İlişkilerde hep ön planda tutulan kadınlardır. Namus, ahlak gibi kavramlar sanki kadınlar üzerine tapulanmıştır, erkeklerin esamesi okunmaz, kadınlar üzerinden değerlendirme yapılması daha kolaydır. Genç bir kızın o yaşta ‘ortada’ kalması ve bazı zorunlu tercihler yapmak zorunda kalması dikkate alınmaz. Magazin dünyası bunları kullanır, tüketir, bir kenara atar ve sıradaki yeni gündeme geçer, bu da kendi işleyişleri açısından gayet doğaldır. Üzerinde tepinilmeye çalışan iki kız kardeşin ve bir adamın hikâyesidir, üç kişinin kişisel hayatına saygı duyulmasının ötesinde üç kişinin aile üyelerinin bu durumdan hiç etkilenmemesi için susarak cevap vermeyi tercih ederim".

"İyilikleriyle, kişisel zaaflarıyla, hatalarıyla yaşanmış 3 kişiyi ilgilendiren bu hikâyede her tarafın birbiri üzerinde bıraktığı izler, emek, mağduriyetler ve yaralar vardır. Kendi adıma, her şeye rağmen hakkımı helal etmiş durumdayım, iç huzurum da yerinde. Diğer iki kişiden vefat edenin varsa günahları, Allah affetsin, diğer kişinin de kalan ömrünü iç huzurla ve sağlıkla yaşamasını temenni ederim".

NEŞE VE GÜLDEN KARABÖCEK ARASINDA NE OLMUŞTU?

Ünlü şarkıcı Neşe Karaböcek, geçtiğimiz haftalarda, hayatını anlattığı “İşte Benim Masalım” isimli kitabı yayınlamış, eski eşi Atilla Alpsakarya ile kardeşi Gülden Karaböcek’in olay yaratan ilişkisine de yer vermiş, eşinin kendisini kızkardeşiyle aldattığını belirtmişti. İlişki ortaya çıktıktan sonra eşinin kendisine barışmak için yalvardığını yazan Karaböcek; “Barışsaydım Gülden’i ortada bırakacaktı” ifadelerini kullandı: “İlk eşim Atilla beni aldatıyordu. Kız kardeşim Gülden’le. Bu olayı tesadüfen öğrendim ve dünyam başıma yıkıldı. Evliyken evimizde yüzüme riyakârca baka baka yıllarca bana ihanet etmişler. Biri mutlu koca, diğeri masum kız kardeş rolünde. Öğrenir öğrenmez boşanmak için mahkemeye başvurdum. Bir gün kapıma geldi, kapıyı açmadım. Ağlayarak af diliyordu. Kapımdan gitmesi için karakola telefon etmek zorunda kaldım. Şu önemli ayrıntıya dikkat edin lütfen: Kapıyı açsaydım, barışsaydım, ne yapacaktı? Kız kardeşim Gülden’i ortada bırakacaktı”.