Geçtiğimiz günlerde İsrail'in başkenti Tel Aviv'deki Ben Gurion Havaalanı'na, binlerce kilometre uzaktaki Yemen'den Husilerin attığı füze düşmüş ve 7 kişi yaralanmıştı. Dünyanın en gelişmiş hava savunma sistemi "Demir Kubbe" ile korunan İsrail'in bu saldırıyı önleyememesi, "İsrail aslında kağıttan kaplan mı?" tartışmalarını yeniden alevlendirdi. 

ABD'nin ve İsrail'in en gelişmiş teknolojilerini yansıtan 'Demir Kubbe' nasıl oldu da yine delindi? Dünyadaki en iyi, en gelişmiş iki hava savunma sistemi olduğu iddia edilen Arrow (Hetz) ve THAAD füze sistemleriyle korunan İsrail, hem de tam kalbine, başkentindeki havaalanına düşen Husi füzesini neden önleyemedi? Kendini bölgenin en büyük askeri gücü olarak yansıtan İsrail'in askeri ve savunma yetenekleri gerçekte bir 'kağıttan kaplan' mı? 

Trump, bu sefer Star Wars karakteri oldu Trump, bu sefer Star Wars karakteri oldu

Bu soruların yanıtını Kuveytli askeriye ve savunma uzmanı Faysal el-Haceri verdi. Haceri, İsrail'in savunma stratejisinin füzelere göre değil, uçaklara göre tasarlandığını iddia etti. 

İsrail hava savunma sisteminin teknik özelliklerini ve hava tehditlerine karşı davranışını anlatan askeri uzman Haceri; "İsrail hava savunma radarları düşman hedeflerini tespit etmek için bir verici ve bir alıcı olmak üzere iki sistemden oluşuyor. Radar dalgaları hedef uçağa çarptığında sistem tarafından algılanıyor, hava savunma operatörünün ekranında beliriyor, böylece operatör tespit edilen hedefin imhası için hava savunma füzesi fırlatma emrini verebiliyor" dedi.

DEMİR KUBBE'NİN FÜZEYİ TESPİT ETMESİ DAHA ZOR

İsrail 'Demir Kubbe'sinin nasıl işlediğini anlatmayı sürdüren Haceri şöyle dedi: "İsrail, hava savunma sisteminde radar kesit alanına (RCS) güvenir. Füzelerin hızı daha yüksek, füzeyi tespit etmek daha zor. Balistik füzelerin düşük radar kesit alanı, radar dalgalarının yetersiz yansımasına veya hiç geri dönmemesine neden olmaktadır. Böylece hava savunma radar sistemlerinin hedef tespitini ve dolayısıyla operatör ekranlarında görünmesini önlemektedir".

"SALDIRININ SEMBOLİK ETKİSİ DAHA FAZLA"

Uzun mesafelere gitmek durumunda olan balistik füzelerin hedefe ulaşabilmesi için içindeki patlayıcı miktarının azaltıldığını belirten Haceri; "Balistik füzenin navigasyon sistemindeki hata dikkate alındığında Ben Gurion Havalimanı'nda meydana gelen hasarın sınırlı düzeyde kaldığına inanıyorum. Bu durum, saldırının askeri etkinlikten ziyade psikolojik ve sembolik bir nitelik taşıdığını göstermektedir" şeklinde konuştu.

"FÜZE RAMPALARINI MAĞARALARDA SAKLIYORLAR"

Haceri, ABD'nin bombaladığı Yemen'de Husileri etkisiz hale getirememesinin nedenini ise; "Yemen, sarp dağlık arazi yapısı ve düşmanından gizlenmeye elverişli çok sayıda mağara nedeniyle her türlü saldırı gücü için zorlu bir hedeftir. Bu mağaralarda mobil füze rampaları olabilir. Gizlendiği noktadan çıkıyor, füze fırlatılıyor ve kısa bir süre sonra tekrar gizleniyor" şeklinde açıkladı.