Son günlerin en çok konuşulan konularından olan İbranice tablet ile ilgili gelişmenin ayrıntılar şöyle;
Her şey İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu açıklamaları ile başladı. Netanyahu, 1998 yılında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile konuştuğunu ve Türkiye'nin sahip olduğu “İbranice tabletin iade edilmesi”ni istediğini anlattı. Bu talebin iadesinin o zamanki İBB Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yüzünden gerçekleşmediğini anlatan Netanyahu, "Müzemizdeki bütün Osmanlı eserlerini vermeyi teklif ettim. 'Fiyatını söyle' dediğimde 'bedeli yok' dediler" ifadelerini kullandı. Netanyahu'nun bahsettiği Siloam Yazıtı, 1880'de bir çocuk tarafından tesadüfen bulunmuş, daha sonra Osmanlı döneminde İstanbul'a götürülmüş, şu anda da İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor.
İşte Netanyahu’nun Açıklamasının Ayrıntıları
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile bir anısını paylaştığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şöyle seslendi:
"1998'de Türkiye'nin başbakanını ağırladım. Adı Mesut Yılmaz'dı. O zamanlar Türkiye ile harika ilişkilerimiz vardı. Son zamanların sınavına dayanamadılar ama o dönemde çok iyiydiler. Başbakanlık konutunda güzel bir akşam yemeğinin ardından salonda kahve içiyorduk ve dedim ki,
'Sayın Başbakan, sizden bir ricam olacak'
O da 'Evet, buyurun' dedi.
Ben de şöyle dedim: 'Burada, az önce gezdiğimiz tünelde bulunan bir tablet var, İbranice bir taş tablet. 2700 yıl önce Kral Hizkiya tarafından kazdırılmış. 'Bakın' dedim, 'size bir önerim var. Bizim müzelerimizde binlerce Osmanlı eseri var. İstediğinizi seçin, size verelim. Bir değiş tokuş yapalım.'
Ama o, 'Hayır, üzgünüm, bunu yapamam' dedi.
Ben de 'Peki, müzelerimizdeki tüm eserleri alın' dedim. O yine, 'Hayır, yapamam' dedi.
'O halde fiyatınızı söyleyin' dedim. O da 'Başbakan Netanyahu, bunun bir fiyatı yok' dedi. 'Neden?' dedim.
Şöyle yanıtladı: 'O dönemde İstanbul'un belediye başkanı olan birinin başını çektiği büyüyen bir İslamcı taban var. İsmini biliyorsunuz. Türk halkının bu kesiminden, Kudüs'ün 2700 yıl önce Yahudi kenti olduğunu gösteren bir tableti İsrail'e vermemize tepki gelir.'
Şimdi, 2000 yıl sonra, şehrimizi geri aldık. Bağımsızlığımızı geri aldık. Egemen bir devlet kurduk; bir ordu kurduk, dünyada eşi olmayan bir ülke inşa ettik.
Burası bizim şehrimiz Sayın Erdoğan. Sizin şehriniz değil, bizim şehrimiz. Hep bizim şehrimiz olarak kalacak. Bir daha asla bölünmeyecek. İşte bu yüzden, Başkan Trump'ın bu konudaki liderliğini çok takdir ettim; Kudüs'ü başkent ilan ettiğinde ve bunu dünyanın tüm liderleri kabul ettiğinde. Ardından da Amerikan büyükelçiliğini buraya taşıdı."
Erhan Afyoncu İbranice Tabletin Tarihini ve İsrail Tarafının Başvurularını Anlattı
Aynı zanda tarihçi yazar olan Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu, Netanyahu’nun açıklaması sonrası İbranice tablet ile ilgili sosyal medyasından bir paylaşım yaptı.
Afyoncu, İsrailli yöneticiler yazıtı Türkiye'den birçok defa talep ettiler. Türkiye ise bu hususun söz konusu bile edilemeyeceği cevabını verdi.” dedi.
Prof. Erhan Afyoncu’nun paylaşımı şöyle:
“Şiloah/Siloa Yazıtı-Silvan Yazıtı
Türkiye'de bulunan Yahudi tarihiyle ilgili 3 önemli yazıtın en önemlisidir. Yazıt, 1880'de Kudüs’te Şiloah Tüneli (Hezekiel Tüneli) içinde bulundu. Fenike Alfabesi'yle yazılan tablet tünelin duvarında bulunuyordu. Şehrin dışında Kidron Vadisi'nde bulunan Gihon kaynağındaki su yaklaşık 500 metrelik bir kanalla şehirde inşa edilen Şiloah Havuzu’na yönlendirilmişti. 6 satırlık yazıtın M.Ö. 8. yüzyılda yapılan bu kanalı anlattığı iddia edilir. Metin, Eski Ahit'te Kral Hezekiya döneminde anlatılan Asur kuşatması tehlikesine karşı inşa edilirken su kanalıyla ilişkilendirilmiş olsa da, tarihiyle ilgili farklı görüşler de vardır.
Şiloah Yazıtı çıkarılırken kırıldı. 1882’de İstanbul’a Müze-i Hümayun'a gönderildi. Bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ndedir. Yahudi bilim adamları yazıtın Türkiye için önemli olmadığını iddia edip, değişik argümanlar ileri sürerek İsrail'e verilmesi yönünde ortam oluşturmaya çalıştılar. İsrailli yöneticiler ise yazıtı Türkiye'den birçok defa talep ettiler. 1998'de Netanyahu, Başbakan Mesut Yılmaz'dan yazıtı istedi, kabul edilmedi. 2007'de Kudüs Belediye Başkanı Uri Lupoliansk, Türkiye'nin İsrail Büyükelçisi Namık Tan'dan yazıtı talep etti. Reddedildi. En son ise 2022'de İsrail Cumhurbaşkanı Herzog Türkiye'ye geldiğinde yazıt gündeme geldi. Yetkililer bu hususun söz konusu bile edilemeyeceği cevabını verdiler.
Bu yazıt 1882'de İstanbul'a geldiğinde Kudüs Osmanlı toprağıydı. Kendi toprağımızdan çalınmasın diye başkentteki imparatorluk müzesine getirmiştik. O dönemde İsrail diye bir devlet de yoktu.”