Anlaşmaya göre, İngiltere’ye yasa dışı yollarla gelen her bir göçmen için Fransa da bir göçmeni İngiltere’ye gönderecek. Bu uygulama, “bire bir ilkesi” temelinde yürütülecek. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile İngiltere Başbakanı Keir Starmer tarafından imzalanan anlaşma, resmen yürürlüğe girdi.
Bu kapsamda Fransa, İngiltere’ye geçip Birleşik Krallık ile aile bağı olduğunu kanıtlayamayan sığınmacıları geri almayı kabul etti. Buna karşılık İngiltere, Fransa'dan alınan her bir göçmen için, aile bağını kanıtlayabilen bir Fransız göçmene sığınma hakkı tanıyacak.
Göçmen Sayısı 26 Bini Aştı
Yıl başından bu yana yaklaşık 26 bin göçmen, Fransa’nın kuzeyinden küçük teknelerle Manş Denizi’ni aşarak İngiltere’ye ulaştı. Bu rakam, iki ülke arasındaki yasa dışı geçişlerin boyutunu gözler önüne seriyor. Anlaşmayla birlikte iki ülke, sınır güvenliğini artırma kararı aldı. Yeni gelen her göçmen için kapsamlı güvenlik taramaları yapılacak.
Tepkiler Büyüyor
Anlaşmaya yönelik tepkiler ise gecikmedi. Göçmen yardım dernekleri, söz konusu planın uluslararası mülteci koruma yasalarına aykırı olduğunu savundu. İnsan hakları savunucuları, uygulamanın mültecilerin temel haklarını ihlal ettiğini ve etik dışı olduğunu öne sürdü.
Uluslararası Af Örgütü de anlaşmayı sert bir dille eleştirdi. Örgüt yetkilileri, “Mültecilere bir kez daha insan değil paket muamelesi yapılıyor,” ifadesini kullandı. Ayrıca anlaşmanın, insan hakları açısından etik dışı olduğu ve insan hayatını pazarlık konusu haline getirdiği belirtildi.
Londra Hazırlıklarını Tamamladı
İngiltere hükümeti, anlaşmanın ardından ilk göçmenlerin gözaltına alınması için tüm hazırlıkların tamamlandığını duyurdu. Ancak uygulamanın sahada nasıl işleyeceği, önümüzdeki günlerde netleşecek. Bu süreçte ortaya çıkacak uygulama detayları, anlaşmanın başarısını ve etkinliğini belirleyecek.
Göç Politikalarında Yeni Dönem
İngiltere ve Fransa’nın attığı bu adım, Avrupa'da göç politikalarının geleceği açısından da dikkatle izleniyor. İnsan kaçakçılığına karşı önlem alma amacı taşıyan anlaşma, aynı zamanda uluslararası göç hukukunun sınırlarını yeniden tartışmaya açmış durumda.
Yetkililer, uygulamanın amacının yasa dışı yollarla geçişleri caydırmak olduğunu söylese de, anlaşmanın göçmenler üzerindeki etkileri ve insan hakları açısından yaratacağı sonuçlar kamuoyunda geniş yankı uyandırmaya devam ediyor.
