47 yaşındaki Metreweli, 2020'den beri istihbarat teşkilatının başında bulunan Richard Moore'un yerine ekim ayında istihbarat teşkilatının başına geçecek.
Metreweli, 1999'da MI6'ya katıldı ve Ortadoğu ve Avrupa'da çeşitli operasyonel roller üstlendi. Şu anda şirket içinde 'Q' olarak adlandırılan bir rol olan teknoloji ve inovasyon direktörü olarak görev yapıyor.
Başbakan Keir Starmer, pazar günü atamasını açıklarken, atamanın İngiltere'nin "benzeri görülmemiş ölçekte tehditlerle" karşı karşıya olduğu bir zamanda geldiğini söyledi.
Cambridge Üniversitesi'nden antropoloji alanında lisans derecesine sahip olan Metreweli, kariyerinde Birleşik Krallık'ın iç güvenlik servisi olan MI5'te direktör seviyesinde bir rol bulunmaktadır.
Bu atama, MI6'yı daha önce kadın liderler atamış olan kardeş kuruluşları MI5 ve GCHQ ile aynı çizgiye getiriyor.
MI6'nın yeni şefinin sonbaharda resmen görevine başlaması bekleniyor. Bu sırada kurumun lideri için geleneksel olan 'C' kod adını alacak.
ÖNCELİĞİ DİJİTAL GÜVENLİK VE SIZMA OPERASYONLARI
Metreweli'nin atanması, Ukrayna'daki çatışma ve Ortadoğu'da tırmanan kriz de dahil olmak üzere artan küresel gerginliklerin ortasında geldi.
İngiltere, iddialarını herhangi bir kanıtla desteklemeden Rusya'yı defalarca Avrupa genelinde sabotaj yapmakla suçladı.
Londra ayrıca Çin ve İran'ı büyük düşmanlar olarak etiketledi.
Metreweli, MI5'te 'Direktör K' takma adıyla görev yaptığı dönemde The Telegraph'a verdiği Aralık 2021 röportajında, İngiltere'nin ulusal güvenliğine yönelik tehditleri "çeşitli" olarak nitelendirmiş, "Rusya'nın kendisi değil, Rus devlet faaliyetleri tehdit olmaya devam ediyor" derken, Çin'in "dünyanın şeklini değiştirdiğini ve bunun İngiltere için inanılmaz fırsatlar ve tehditler sunduğunu" belirtmişti.
RUSYA’YI RAHATSIZ EDECEK
Rus yetkililer uzun zamandır İngiliz istihbaratının Kiev'e aktif destek verdiğini iddia ediyor ve MI6'nın Ukrayna keşif birliklerini Rusya'ya karşı provokasyon ve sabotaj eylemleri gerçekleştirmeleri için sistematik olarak eğittiğini iddia ediyor.
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Moskova ile diyaloğu yeniden tesis etme ve Ukrayna ihtilafını sona erdirme çabalarına rağmen İngiltere, Ukrayna'nın en sadık destekçilerinden biri olmaya devam ediyor.