Güney Kore'nin sunduğu karar tasarısı, BMGK'daki 15 üyenin dokuzunun desteğini almayı başaramadı.
Bu tasarı, ay sonunda otomatik olarak devreye girecek olan yaptırımları durdurmayı hedefliyordu.
Rusya, Çin, Pakistan ve Cezayir tasarıya destek verirken, diğer ülkeler çekimser kaldı ya da karşı oy kullandı.
Bu sonuç, 2015 Nükleer Anlaşması'nın (JCPOA) geleceği hakkında ciddi endişeleri beraberinde getirdi.
Rusya ve Çin'den Avrupa'ya Yönelik Suçlamalar
Toplantı sırasında Rusya ve Çin'in BM temsilcileri, yaptırımların yeniden uygulanması yönündeki Avrupa liderlerinin girişimlerini sert bir şekilde eleştirdi.
Rusya Büyükelçisi Vassily Alekseevich Nebenzia, Avrupalıların BMGK'yı kendi çıkarları doğrultusunda bir baskı aracı olarak kullandığını ileri sürdü.
Çin elçisi Fu Cong ise bu diplomatik girişimin, sekiz yıllık müzakereleri "bir vuruşla" sona erdirdiğini belirtti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi de yaptırımların "yasal ve mantıksal gerekçeden yoksun" olduğunu savundu.
Bundan Sonra Ne Olacak? Diplomatik Çözüm Arayışları Sürüyor
Fransa, Almanya ve İngiltere, geçtiğimiz ay 2015 Nükleer Anlaşması'ndan önce yürürlükte olan tüm yaptırımları yeniden devreye sokacak olan "geri alma mekanizmasını" tetiklemişti. İngiltere'nin BM Büyükelçisi Barbara Woodward, başarısız oylamaya rağmen diplomatik bir çözüm bulma çabalarının devam edeceğini ve önümüzdeki haftalarda görüşmelerin süreceğini açıkladı.
Ancak AB'nin üst düzey diplomatı Kaja Kallas, diplomatik çözüm penceresinin hızla kapandığını ve İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEA) ile iş birliği yaparak bu duruma engel olması gerektiğini vurguladı.
JCPOA Anlaşması ve Trump Yönetimi'nin Rolü
İran ile 2015 yılında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA), Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlaması karşılığında yaptırımların hafifletilmesini öngörüyordu.
Ancak dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018'de anlaşmadan çekilmesi ve İran'a karşı "maksimum baskı" politikasını başlatması, anlaşmanın geleceğini tehlikeye atmıştı.
Son yaşanan gelişmeler, nükleer programla ilgili gerginliği yeniden tırmandırırken, uluslararası toplumun çözüm arayışları kritik bir aşamaya geldi.