6 AY, 15 ÜLKE, 7 BİN KİLOMETRE
İspanya'nın güneyindeki Huelva bölgesinden yola çıkan üç İspanyol Müslüman, 500 yılı aşkın süredir kullanılmayan tarihi bir rotayı canlandırarak at sırtında Mekke’ye ulaştı. Dr. Abdallah Hernández, Abdelkader Harkassi ve Tariq Rodriguez’in amacı, Endülüs döneminde Müslümanların kullandığı kara yoluyla haccı yeniden yaşatmaktı.
Altı ay süren bu zorlu yolculuk boyunca Fransa, İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Karadağ, Kosova, Kuzey Makedonya, Bulgaristan, Yunanistan, Türkiye, Suriye ve Ürdün’ü geçen hacı adayları, sonunda kutsal topraklara ulaştı. Yolculuk, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir deneyime dönüştü.
30 YILLIK BİR HAYAL GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ
Dr. Hernández, bu yolculuğun hayalini ilk kez 30 yıl önce, üniversitede tarih eğitimi alırken kurduğunu belirtti. Endülüs’ün Müslüman geçmişiyle kurduğu güçlü bağ, onu Müslüman olmaya ve bir gün bu yolculuğu gerçekleştirmeye yöneltti.
Yolculuğun bir diğer kahramanı Abdelkader Harkassi, bu eşsiz deneyimin her gününü “başlı başına bir başarı” olarak nitelendirdi. Geceleri kamp kuracak bir yere ulaşabilmenin bile onlar için bir lütuf olduğunu söyleyen Harkassi, hac yolculuğunun gerçek anlamını bu süreçte keşfettiklerini ifade etti.
MODERN SINIRLAR, ANTİK ROTALAR
Geleneksel hac yollarının modern sınırlarda karşılık bulmadığını belirten grup, Kuzey Afrika güzergâhının siyasi nedenlerle kapalı olması nedeniyle Avrupa kıtası üzerinden geçmeye karar verdi. Bu rota, Endülüs’te Hristiyan egemenliği sonrası gizlice hacca giden Müslümanların izlediği yola benziyordu.
Yıllar süren hazırlık ve antrenmanlar sonucunda, Avrupa'nın dört bir yanından geçerek 7.000 kilometrelik bir mesafeyi kat eden üçlü, geçtikleri her ülkede Müslüman topluluklar tarafından coşkuyla karşılandı. Özellikle Bosna Hersek’ten itibaren yoğun ilgi gören hacılar, Türkiye'de ise üst düzey yetkililerle bile görüşme fırsatı buldu. Harkassi, bazı yetkililerin, atalarının geçmişte İspanyol Müslümanlara yeterince destek verememiş olmasından dolayı özür dilediklerini aktardı.
İSLAMOFOBİYE KARŞI SESSİZ BİR CEVAP
Suriye’de ise halkın onları “atalarımızsınız” diyerek karşıladığına dikkat çekildi. Yolculuk, sadece Müslümanlar arasında değil, Avrupa’da da birçok insanın İslam hakkındaki önyargılarını sorgulamasına yol açtı.
"İspanyol hacılar" olarak anılmanın gururunu yaşadıklarını ifade eden grup üyeleri, İspanyol medyasının ilgisizliğinden ötürü hayal kırıklığına uğradıklarını da dile getirdi. Uluslararası medyada geniş yer bulmalarına rağmen, esas amaçlarının İspanya’daki halkın da bu tarihi mirası tanımasını sağlamak olduğunu söylediler.
Son olarak, bu yolculuğun ilham verici bir örnek olmasını dileyen üçlü, benzer manevî yolculukların — illaki at sırtında olmasa da — farklı coğrafyalarda ve kültürlerde yeniden canlandırılmasının, İslam dünyasında bilgi, birlik ve kardeşlik duygularını güçlendireceğine inanıyor.