Dünya

İsrail-İran savaşının kaybedenleri: Pehlevi takipten çıktı!

Trump'ın ilan ettiği İsrail-İran ateşkesinin kazananı tartışmaları sürerken, kaybedeni İsrail destekli devrik Şah’ın oğlu Rıza Pehlevi oldu. İran'da tekrar yönetime geçmeye hazırlanan Pehlevi, Trump'ın açıklamasının ardından Instagram'da takip etmeyi bıraktı. Sosyal medyada alay konusu olan bu tutumun aksine sürgünde ve İran'da yaşayan İranlı muhalifler, İsrail'in kendi topraklarına yönelik savaşını kınamaya, İsrail'in saldırganlığına son verilmesi için tepki göstermeye devam ediyor.

Abone Ol

“YILIN AYRILIĞI”

İsrail ile İran arasında ateşkes tartışmaları devam ederken, İsrail destekli devrik Şah’ın oğlu Rıza Pehlevi'nin, Trump ve Netanyahu’yu Instagram'da takip etmeyi bıraktığı bildirildi.

İran'ın son şahının oğlu Rıza Pehlevi , İsrail'in İran'la savaşa başlamasından bu yana İngilizce ana akım haber ağlarında güçlü bir şekilde yer aldı ve İsrail'in kendi ülkesindeki saldırılarını açıkça destekledi.

Babasının ABD destekli diktatörlük rejiminin düşmesinden sonra 1979'da İran'ı terk eden Pehlevi, son yıllarda İsrail'in büyük bir destekçisi oldu. Yakın zamanda İran'a yönelik saldırıların genişletilmesi çağrısında bulunarak bunu "altın bir fırsat" olarak nitelendirdi.

İran’da rejim karşıtı muhalif isimlerse Pehlevi’nin aksine İsrail'in sadece İran'da değil, Filistin, Lübnan ve Suriye'de de saldırılarının durdurulmasını savundu.

İRANLI MUHALİFLER NETANYAHU’YA TEPKİLİ

Birçoğu, Netanyahu'nun savaşın ilk gününde dile getirdiği "İsrail'in savaşı sizinle, büyük İran halkıyla değil" iddiasını açıkça reddediyor.

İsrail'in amacının sadece İran'ın nükleer ve füze programlarıyla sınırlı olmadığını, İran'ın toprak bütünlüğünü de tehdit ettiğini söyleyen muhalif sesler hızla ve yüksek sesle bu noktayı dile getirdi;

“Benyamin Netanyahu'nun amacının İran rejimi olduğunu ve halk olmadığını söylemesi yalandan başka bir şey değil. İsrail'in amacı İran'ın toprak bütünlüğünü [yok etmektir]"

Hükümeti eleştirdiği için defalarca mahkemeye çıkarılan ve hapis cezasına çarptırılan emekli Profesör Sadık Zibakalam da İsrail'in İran rejimine karşı mücadeleye dâhil olmasına şiddetle karşı çıkanlar arasında yer aldı.

Zibakalam, "Netanyahu, Trump veya Rıza Pehlevi'nin [benim gibi] insanların bu koşullar altında İsrail'i desteklememi ve rejime karşı durmamı beklemesine gerçekten şaşırdım. Hangi muhalif figür rejime karşı benim kadar çok konuştu ve yazdı? Ama bu durumda düşmana nasıl katılabilirim?" ifadeleriyle tepki gösterdi.

ÖDÜLLÜ REJİM KARŞITLARINA SERT ELEŞTİRİ

Öte yandan bir grup İranlı, İsrail'in İran'a karşı başlattığı savaşa sessiz kalan ve uluslararası hukuku ihlal eden eylemleri kınamayanları eleştirdi.

Eleştirilerin çoğu , ana akım medyada İslam Cumhuriyeti'nin kararlı muhalifleri olarak gösterilen, Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı Şirin Ebadi ve Nergis Muhammedi'ye yönelikti.

İran asıllı İngiliz Ortadoğu analisti Mehrdad Farahmand, bu kişilerin sessizliğini şu ifadelerle eleştirdi; "Nergis Muhammedi ve Şirin Ebadi'nin sessizliğinin nedeni, İsrail'i ve destekçilerini üzmek istememeleri, böylece İsrail'in İran'da bırakmak istediği küllerden kukla başkanlar haline gelmek istememeleridir."

Rejime karşı çıktığı için yıllarca hapis yatan İranlı gazeteci Bahman Amouee de "Tıpkı Batılı ülkelerin son iki yıldır İsrail uğruna insan hakları ve demokrasinin anlamını zedelemesi gibi, [İranlı] Nobel Barış Ödülü kazananlar da aynısını yaptı. Korkmayın, aldığınız parayı geri almayacaklar. Siz de bir kelime söyleyebilirsiniz" diyerek sosyal medya hesabından eleştirdi.