Askerî Gerekçeler Öne Çıktı
3.6 kilometre uzunluğundaki asma köprünün, İtalya'nın NATO taahhütleri çerçevesinde "stratejik altyapı" olarak inşa edilmesi planlanıyor. Meloni hükümeti, bu projeyi yalnızca güney bölgelerinin kalkınması için değil, aynı zamanda NATO'nun güney kanadındaki güvenliğini artırmak adına önemli bir adım olarak sunuyor.
Roma yönetimi, köprünün Güney İtalya’daki NATO üslerinin hareket kabiliyetini artıracağını ve askeri sevkiyatlarda kilit bir rol oynayacağını savunuyor. Haziran ayında yapılan NATO zirvesinde, İtalya dahil üye ülkeler, savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarmayı taahhüt etmişti. Bunun %1.5’lik kısmının stratejik altyapıya ayrılması öngörülüyor. Meloni hükümeti, 13.5 milyar euroluk bu maliyeti savunma bütçesine dahil etmeyi planlıyor.
Trump Faktörü ve NATO Baskısı
Köprü projesinin yeniden gündeme gelmesinde, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO müttefiklerine yönelik savunma harcamalarını artırma çağrısının da etkili olduğu belirtiliyor. Meloni, Akdeniz’de artan Rus varlığına ve Libya gibi ülkelerdeki etkisine dikkat çekerek, köprünün "güney kanadında ortaya çıkan hibrit tehditlere karşı" kritik bir yatırım olduğunu savundu.
Tarihi Kökleri Antik Çağlara Dayanıyor
Messina Boğazı’nı aşma fikri ilk kez MÖ 252’de Romalı tarihçi Yaşlı Plinius tarafından kayıtlara geçirildi. Modern zamanlarda ise 19. yüzyılda İtalya'nın birleşme süreciyle birlikte köprü "ulusal hedef" haline geldi. 1970’te resmen öncelik kazanan proje, defalarca ekonomik ve teknik nedenlerle ertelendi.
2005 yılında dönemin Başbakanı Silvio Berlusconi tarafından başlatılan proje, siyasi çalkantılar ve 2011 borç krizi nedeniyle durdurulmuştu. Günümüzde maliyeti 13 milyar dolara ulaşan köprünün yapımı, uluslararası Eurolink konsorsiyumuna verildi. Konsorsiyumda İtalya’dan Webuild, İspanya’dan Sacyr ve Japonya’dan IHI yer alıyor.
"Dünyanın En Uzun Asma Köprüsü" Olacak
Proje tamamlandığında, Messina Boğazı Köprüsü 3.6 kilometreyle dünyanın en uzun tek açıklıklı asma köprüsü unvanını alacak. Şu anda bu rekor Türkiye’nin elinde bulunuyor. Köprü hem kara hem de demir yolu taşımacılığına açık olacak şekilde tasarlanıyor.
Deprem, Rüzgar ve Mafya Endişeleri
Projeye yönelik eleştiriler ise azımsanmayacak düzeyde. Bölgede sık görülen depremler ve şiddetli rüzgarlar nedeniyle yapının mühendislik güvenilirliği sorgulanıyor. Ayrıca mafya yapılanmalarının ihaleye sızabileceği, özellikle Cosa Nostra ve 'Ndrangheta gibi örgütlerin bölgede etkili olduğu yönünde ciddi endişeler dile getiriliyor.
Ulaştırma Bakanı Matteo Salvini ise bu iddialara “Sicilya’da mafya var diye köprü yapmazsak hiçbir şey yapamayız” sözleriyle yanıt verdi. Salvini, projenin “bu dünyada eşi benzeri olmayan” bir yapı olacağını vurgularken, geçmişte köprüye karşı olduğunu hatırlatanlara da projeye verdiği bugünkü desteği “tarihi sorumluluk” olarak nitelendirdi.
Muhalefet ve Çevre Örgütlerinden Sert Tepki
İtalyan muhalefeti, hükümeti tarihi bir altyapı projesini seçmen gözünü boyamak için kullanmakla suçluyor. Demokratik Parti lideri Elly Schlein, projeyi "anakronik, pahalı ve riskli" olarak tanımlarken, ülkede sağlık sistemi felç olmuşken ve milyonlar açlık sınırında yaşarken milyarlarca euronun böyle bir projeye ayrılmasını "israf" olarak nitelendirdi.
Greenpeace, WWF ve Legambiente gibi çevre örgütleri ise köprünün çevresel etkilerinin göz ardı edildiğini belirterek projeyi Avrupa Birliği’ne şikâyet etti. Ayrıca köprünün her iki ucunda da altyapı yetersizliği nedeniyle milyarlarca euroluk ek yatırımlar gerektiği belirtiliyor. Bu eleştiriler, projeyi “çöl ortasında katedral inşa etmeye” benzeten yorumlara neden oluyor.
Stratejik Köprü mü, Riskli Yatırım mı?
Messina Boğazı Köprüsü, İtalya tarihinin en iddialı ve en tartışmalı projelerinden biri olma özelliğini koruyor. Bir yandan askeri strateji ve NATO yükümlülükleri çerçevesinde yeniden anlam kazanan proje, diğer yandan çevresel, ekonomik ve siyasi riskleriyle kamuoyunu ikiye bölmüş durumda.
2032’ye kadar tamamlanması planlanan bu dev yapı, yalnızca Sicilya’yı ana karaya değil, İtalya’yı da yeni bir jeopolitik pozisyona taşıyabilir. Ancak bu dönüşüm, beraberinde ciddi maliyetler, riskler ve tartışmalar getirecek gibi görünüyor.