Prof. Dr. Naci Görür, Balıkesir Sındırgı'da meydana gelen ve Ege ile Marmara'yı sarsan 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından, İstanbul ve Marmara Bölgesi için korkutan açıklamalarda bulundu. Ataşehir Belediyesi’nin düzenlediği deprem farkındalık söyleşisinde konuşan Görür, Marmara’nın deprem üretme süresinin dolduğunu vurgulayarak, İstanbul’da en az 7.2 büyüklüğünde bir depremin neredeyse kesin olduğunu söyledi.

“1999’dan Sonra Sıra İstanbul’da”

Dünyanın en tehlikeli fay hatlarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı üzerine dikkat çeken Görür, 1999’da Kocaeli'nde kırılan bu fay hattının, şimdi batısındaki İstanbul'u hedef aldığını belirtti. Görür’e göre Marmara Denizi içindeki faylar, 250 yılda bir büyük deprem üretme eğiliminde ve son büyük depremin 1766 yılında yaşandığı düşünülürse, Marmara’nın suskunluğu alarm verici boyutta.

“7.2 Yetmez, 8-9 Şiddetinde Hissedilecek”

Prof. Dr. Naci Görür, İstanbul’da beklenen depremin en az 7.2 büyüklüğünde olacağını ama hissedilen şiddetin birçok noktada 8 ila 9 şiddetine ulaşacağını belirtti. Özellikle Avrupa Yakası’nın sahil bölgeleri, zemin yapısı nedeniyle çok daha büyük bir ivme ve yıkım riski taşıyor. Görür, "Manzaranın tadını çıkaranlar, olası bir depremde en fazla etkilenecekler" diyerek çarpıcı bir uyarıda bulundu.

“Deprem Doğanın Yasasıdır, Dua ile Durdurulamaz”

Toplumun büyük kısmının kaderci yaklaşımlarına da değinen Görür, “İstediğiniz kadar dua edin, bu mekanizmayı durduramazsınız. Deprem doğanın değişmez yasalarıyla meydana gelir” ifadeleriyle bilimin önemine dikkat çekti. Görür ayrıca, bilimsel önlemler ve kentleşme politikalarının acilen gözden geçirilmesi gerektiğini de vurguladı.

73 İlde Uyuşturucu Operasyonu: 1695 Şüpheli Yakalandı
73 İlde Uyuşturucu Operasyonu: 1695 Şüpheli Yakalandı
İçeriği Görüntüle

En Büyük Tehlike Sahil Şeridinde

Olası depremde en yüksek riskin Avrupa Yakası'nın sahil şeridinde olduğunu vurgulayan Görür, Asya Yakası'ndaki bazı bölgelerde de yıkımın ciddi olacağını söyledi. Sahil dolgu alanları, zayıf zeminli bölgeler ve kaçak yapılaşmalar, İstanbul’un deprem karşısında en zayıf halkaları olarak gösteriliyor.