Sevgili Ergin Aslan Beşiktaş'taki krizi şöyle ifade etti: Başkan Serdal Adalı'nın, testi kırılmadan, sabır ile zaman kaybı arasındaki farkı fark edip, teknik direktör ve kadro konusunda acil aksiyon alması gerekiyor.
Bana kalırsa en doğru ifade bu. Beşiktaş'ta şimdi herkes "Sezon öncesi bu görüşü paylaşmak doğru mu?" diye eleştiri getirebilir. Evet, doğru. Bunu geçen sezon Rize maçı sonrası söyledim zaten. Ole Beşiktaş'ı anlayamamış maalesef. Sözlerinde aslında gizli bir kibir gizli. Rize maçı sonrası "istifasının seçenek olup olmadığını" sordum zaten. Aslında hocanın anlayacağı dilde The Sun gazeteciliği yaptım.
Geçtiğimiz sezon Beşiktaş tarihinin en önemli sezonlarından birini yaşadı. Başkanlık makamıyla ilgili yaşananlar derken ligdeki başarısızlık işin sosu oldu. Giovanni Van Brockhost bence Gaziantep FK maçında iflasını ilan etti. Ama yönetim kendisini taşımaya devam edince kendi sonunu hazırladı. Aslında umut vaat eden oyun anlayışı vardı. Belki de Avrupa’nın en etkili kontra yapan takımına dönüşmüştü eldeki kadro yapısıyla Beşiktaş.
Sonrasında olağanüstü kongre, yeni başkan, yeni hoca derken umut meşalesi yandı. İtiraf edeyim bende heyecanlandım. Ama Ole umutlarımı çabuk söndürdü. Gaziantep-Konya ve Rize maçları benim için önemli kriter oldu. Evet derbiler kazanıldı. Frankfurt maçı kazanılmış olsa belki GVB başka bir hikaye yazabilirdi ama benim görüşüm değişmezdi. Ole’nin oyuna bakışı bana ne umut ne de ışık veriyor. Hazırlık döneminde bile bir arayışa farklı denemelere tanık olmadık. Arroyo’dan bir fakir Yamal’ı yaratma çabası olabilirdi mesela. Ya da oyuncuları farklı mevkilerde denemeler.
Futbolcuları "maç seçiyor" diye eleştirdik. Peki hocaların hiç mi günahı yok? 40 yıldır canlı maç izleyen biri olarak söz hakkım var diye düşünüyorum. Beşiktaş hocası başka takımın maç sonucuna göre pozisyon belirlemez. Beni biraz gaddar ve sabırsız görebilirsiniz. Ama imbiğe güvenin derim: Ole ile başarı mümkün değil. Shaktar maçı benim görüşümü pekiştirdi. Abraham'ın çaresizliği, oyuncu değişikliklerinin saçmalığı. Hangi birini söyleyeyim. Necip ve Jurasek değişikliği işin finalidir.
O hoca bu hoca tavsiyesinde bulunamam. Yerli yabancı tartışmasına girmem. Tüm dünyada hoca krizi bir gerçek. Ama Ole Soljkaer Beşiktaş hocası olamaz. Belki de Beşiktaş en azından aradığı hocayı bulana kadar Erling Moe ile başlayıp devam etmeli. Sonrası yönetim becerisi ve öngörüsü. İki yılda harcanan 200 milyon euro ve umutlar. Adalı yönetimi Cuma günü kritik bir karara imza atmazsa bu sezonun çöp olacağını garanti edebilirim.
Bu yazdıklarımı ister köprüden önce son çıkış ister testi kırılmadan son uyarı olarak niteleyin. Ama benim gözümden manzara bu.