CHP tarafından yürütülen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin yeni adresi Antalya oldu. Kepez Turgut Özal Kapalı Spor Salonu önünde saat 18.00'da başlayan mitingde CHP Genel Başkanı Özgür Özel halka seslendi.
''BU MEYDANDA TÜRKİYE İTTİFAKI VAR''
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, kürsüye çıkarak kalabalığa seslendi. Böcek, "Demokrasi adına bir aradayız. Bugün bu meydanda Türkiye İttifakı var. Mavi gözlü dev adamın izinde yürüyen yüzbinler var. Demokrasiye inanan cesur kalpler var. Sayın Özgür Özel'in iradesi önderliğinde demokrasiye, adalete sahip çıkmaya devam edeceğiz. Atamızın dediği gibi, 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir!' Kadınların, çocukların güven içinde yaşadığı, gençlerimizin umutlarını gerçekleştirdiği, bütün vatandaşlarımızın mutlu, huzurlu olduğu Antalya için Türkiye için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Asla umutsuzluğa kapılmayacağız" ifadelerini kullandı.
CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da mitinge mesaj gönderdi. İmamoğlu'nun mesajı şu şekilde:
Zaman zaman toplumlar, bir eşikten geçer. İşte biz de o eşiğin tam ortasındayız. Ya yönümüzü adalete, liyakate, ortak akla çevirip yepyeni bir sayfa açacağız ya da mevcut düzenin bizi içine çektiği belirsizlik ve güvensizlik sarmalına mahkûm kalacağız. Bugün ülkemizde en çok yıpranan değerlerin başında adalet duygusu geliyor. Haksızlığa uğrayanlar her geçen gün artıyor, hakkını arayanlar ise suçlu gibi gösteriliyor. Oysa bir toplumun ayakta kalabilmesi için önce hukuka, sonra da birbirine güvenmesi gerekir. Bu güven kaybolduğunda ne ekonomi işler ne siyaset ahlaki kalır ne de insanlar birbirine tutunabilir. Biz bu güveni yeniden inşa etmeden, hiçbir kalıcı çözüm üretemeyiz. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, tarlada, okulda, iş yerinde, sokakta; hayatın her anında gereklidir.
İşte biz bu mücadeleye, bu ülkenin insanlarına hak ettikleri huzuru, adaleti ve refahı kazandırmak için çıktık. Ancak yürüyüşümüzü kumpaslarla, yargı darbeleriyle durdurmak için yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ancak bilsinler ki, bizi de bu milleti de yıldıramazlar. Kumpaslarına da zulümlerine de boyun eğmeyiz. Ön seçim kampanyası için sizlerle buluştuğumda da söylemiştim. Bu mücadelede Antalya’nın yeri ayrı. Çünkü Antalya, sadece bir şehir değil; tarımın, turizmin, teknolojinin kesiştiği bir potansiyel alanı. Aynı zamanda, çevresindeki göller bölgesiyle, Konya ve Karaman’la birlikte bir kalkınma kuşağı oluşturabilecek güce sahip stratejik bir merkez. Ancak bu büyük potansiyele rağmen, doğru planlamalar yapılmadığı, kaynaklar verimli kullanılmadığı ve ortak akıl işletilmediği için Antalya’nın zenginliği, Antalyalıya refah getirmiyor. Bir tarafta milyonlarca turiste ev sahipliği yapan tesisler var, öte yanda kira ödeyemeyen, geçinemeyen aileler. Bir yanda üretmek isteyen ama destek bulamayan çiftçiler, diğer yanda atıl bırakılmış yatırım alanları. Bu çelişki, tesadüf değil; yanlış tercihlerin, günübirlik politikaların sonucu.
Biz Antalya’ya da çevresindeki tüm illere de bütüncül bir kalkınma vizyonuyla bakıyoruz. Bölgesel eşitsizlikleri giderecek, üretimi destekleyecek, teknolojiyi yaygınlaştıracak ve turizmi tüm kesimlerin kazandığı bir yapıya kavuşturacak bir yol haritamız var. Kaynakların sadece bir kesimin değil, tüm toplumun refahına hizmet ettiği; gençlerin göç etmek zorunda kalmadığı, kadınların üretimin her alanında var olduğu bir Antalya hayal etmiyoruz, inşa edeceğiz. Bu büyük dönüşüm için ihtiyacımız olan şey; yeni bir yönetim anlayışı ve güçlü bir toplumsal dayanışma ruhudur. Demokrasi, sadece seçimlerde değil, her gün yeniden kurulması gereken bir ortak yaşam kültürüdür.
19 Mart’tan bu yana siz, meydanlarda demokrasi tarihinin anlamlı duruşlarından birini gösteriyorsunuz. Bu demokrasi nöbetlerinde, adalet buluşmalarında, bir yandan millet olmanın gereği olarak dayanışıyoruz ama aynı zamanda yeni bir yönetim anlayışının ve halkla omuz omuza yürüyen bir siyaseti hep birlikte üretiyoruz. Demokrasi nöbetleriyle büyüyen bu yürüyüşte, hiçbir vatandaş yalnız değil. Çünkü biliyoruz; bu ülke, bu halk, bu topraklar daha iyisini hak ediyor. O günlere hep birlikte kavuşacağız. Kimseyi geride bırakmayacağız. İnatla, cesaretle, umutla mücadele etmeye devam edeceğiz, her şey çok güzel olana kadar. O zamana dek mücadeleye devam. Önümüz bayram, bu vesileyle hepimizin, tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum. Ekrem İmamoğlu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel kürsüye çıktı. Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Ekrem Başkan Kepez Meydanı'nı görüyor, peki Erdoğan, sen görüyor musun? Sen dalga dalga operasyonlarla milleti korkutacağını mı sandın. Sen tehdit ettikçe bu meydanlar doldu, doluyor. Sen üzerimize yürüdükçe omuzlarımıza yeni omuzlar ekleniyor.
Yaşadıklarımızın adını doğru koymak lazım. Dünyada iki tane darbe var. Birini askerler birini siviller yapar. 27 Mayıs neyse 19 Mart darbesi de aynı diğerleri gibi bir darbedir ama bu sefer askerler değil arkasında rakibinden korkan birisi var.
DARBENİN KARARGAHI BEŞTEPE
Erdoğan rakibi ile sandıkta yarışmaktan korkmuş, bu kez darbe postalla değil cübbeyle gelmiştir. Çoklu makam bozukluğu yaşayan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı, parti başkanlığı gibi şapkalarına bir de cunta başkanlığını eklemiş, bu darbenin karargahı Beştepe, silahı yargı, mühimmatını da iftira yapmıştır. Biz onun iftiralarına, kontrol ettiği yargıya, saraydan yönettiği darbeye karşı önce Saraçhane'den sonra 81 ilden ayrı ayrı büyük bir cesaretle sesimizi yükselttik. Ve diyoruz ki söz milletindir.
Kendisine sesleniyoruz: 'Ey Erdoğan, ben milletim. Milli iradeyim. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Adayımı bırak, sandığımı getir! Adayımı sandıkta yarıştıracağım, cesaretin varsa karşımıza çıkacaksın. Ama şunu bil ki zulmünün sonuna, devrinin sonuna geliyorsun. Millet kararını verdi, Ekrem İmamoğlu geliyor, bir devir bitiyor yeni bir devir başlıyor."
KUSURU EKREM BAŞKAN'IN SINIF ARKADAŞI OLMAKMIŞ
Ben Ekrem Başkandan değil 24 arkadaşından birinden bahsedeceğim. Kişi, o dönem İstanbul Üniversitesi'nden diplomasını almış, Sorbonne'dan doktora yapmış, Galatasaray Üniversitesi'nde işletme bölümünün başkanı olmuş, dünya kadar öğrenci okutmuş ama bir anda diploma iptali ile lise mezunu olmuş. Nasıl olmuş, o dekanın kusuru çok çalışmanın yanında Ekrem Başkan'ın sınıf arkadaşı olmakmış. Sadece Ekrem İmamoğlu'ndan korktuğu için bir dekanı lise mezununa çeviren bir yönetimle karşı karşıyayız.
BENİM KEFİL OLDUKLARIM BAŞI DİK GEZİYOR
Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz'da ben bu davaların avukatıyım diyordu. Ben Zekeriya Öz'e kefilim diyordu. Ben de bu milletin şerefli askerlerine, aydınlarına kefil oldum. Ben İlker Başbuğ'a, Mustafa Balbay'a, Mehmet Haberal'a kefil oldum. Zekeriye Öz, fare gibi kaçtı. Benim kefil olduklarım sizin aranızda alnı açık, başı dik geziyorlar. Şimdi o yine birine kefil oluyor, ben birine. Ekrem İmamoğlu'na kefil oluyorum. Milletimden ve rabbimden af diliyorum, yine af mı dileyecek?
SON İHTARIMI BULUNUYORUM
Erdoğan'a tarih önünde son ihtarımda bulunuyorum. Böyle savcılara talimat verip sonra da arkasına geçme, adaletten şaşma. Çünkü bu sefer yaptığını yanına bırakmayacak, Ekrem Başkanı orada bırakmayacak, seni indireceğiz, onu o makama mutlaka getireceğiz.
TUTUKSUZ YARGILAYIN, TRT'DEN CANLI YAYINLAYIN
İleride yine kandırıldım dememek için güvendiğin 3 hukukçuyu görevlendir, soruşturmayı incelesinler. Bu davanın savcısıyım diyeceksen ben de avukatıyım, hodri meydan. İddianameyi yazın, tutuksuz yargılayın, TRT'den canlı yayınlayın. Bu millet iftirayı da duysun, cevabı da duysun. Ekrem Başkan o salonu o savcıya nasıl dar ediyor bunu da görsün millet.
Bu ülkenin onurlu yargı mensuplarına bir kez sesleniyorum. Bu yapılanlardan her birinizin hoşnut olmadığını biliyorum. Bilin ki bu millet sizin doğru, vicdanlı, cesur kararlarınızın arkasında duracaktır. Hukukun yanında duranlar şerefleriyle tarihe geçecekler ancak bu darbeciler bir daha insan içine çıkamayacaklar. Tarafsız olun, hukuka uyun, bu milletin gönlünde tarihe geçin. Suç işleyenlerin değil hukukun peşinden gidin. Suç işleyenlere değil, millete kardeş olun.
ÖZGÜR ÖZEL, ARŞİVİ AÇTI
Öte yandan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir mitinginin ardından Antalya'da da arşiv görüntülerini açtı, kalabalığa izletti. Özel, "İzleyelim. 'Ahtapot' neymiş? Kolları neredeymiş?" ifadelerini kullandı.
Özel şunları söyledi:
Gelelim senin ahtapotuna. Kendisine grup toplantısında bir ahtapot göstermiştim. Bu ahtapot neymiş ve nereleri sarmış, bugün Erdoğan’a ayna tutalım. Geçen hafta İzmir’i izlediniz mi? İlk kez bir şey izlettik çok beğenildi. Beğendiniz mi? Bir hafta boyunca İzmir mitingindeki video konuşuldu. Gördünüz mü? Şimdi bir ay boyunca bu videoyu konuşsunlar bakalım. Hep beraber izleyelim. Ahtapot neymiş, kolları neredeymiş? Orada burada ahtapot arama, ahtapot sarayda. Ahtapot nerede? Ahtapot sarayda. Ya Erdoğan, öyle iftira ile ahtapot ararsan gerçek ahtapotu Antalya’da görürsün. Ahtapot nerede? Ahtapot sarayda. O saraydaki ahtapotun da o ellerinin uzandığı her yerdeki yapılan o yolsuzlukların da teker teker hesabını Türkiye’de bağımsız yargı soracak. Hiçbirimiz karışmayacağız, mahkemeler önünde hesap verecekler.
CHP tarafından hazırlanan videoda AK Parti'nin adının geçtiği yolsuzluk iddialarına ilişkin arşiv görüntüleri yayımlanırken, Cumhur İttifakı üyesi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de o dönem AK Parti'ye karşı yaptığı konuşmalardan kesitler de yer aldı.