ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, CNN Türk Washington Temsilcisi Yunus Paksoy'un sorularını yanıtladı.
“SDG YPG'dir, YPG de PKK'dır”
Barrack, Suriye'deki iç savaştan bu yana, SDG konusunda Amerika tarafından en net açıklamayı yaptı.
Barrack, SDG ve Suriye'ye ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
Biz kimseye hiçbir şey dikte etmiyoruz. SDG dediğiniz YPG'dir, YPG de PKK'dır. PKK bugün silah bırakmaya başladı. Öcalan da hala arasında. Eskiden orayı cennetten kopma ada sanırdım ama bu adamı burada tecritte tutuyorlar. Bu Türkiye için büyük bir mesele. PKK Türkiye çıkmazı gerçekten karmaşık bir konu. YPG, PKK'dan türemiş ve bizim IŞİD'e karşı birlikte hareket ettiğimiz bir yapıdır.
“Onlara Bir Devlet İçinde Bağımsız Devlet Kurma Hakkı Borçlu Değiliz”
Dolayısıyla ABD'liler arsında şöyle bir duygu var. 'Onlarla ortaktık biz onlara borçluyuz.' Onlara bir devlet içinde bağımsız devlet kurma hakkı borçlu değiliz. Onlara borçlu olduğum şey şu; makul bir şekilde yeni yönetime geçiş sürecinde bir yol sunma borcumuz var. Bu yeni rejimde tek Suriye ile nasıl bütünleşecekleri konusunda makul olunması gerekiyor.
“Suriye’de Tek Bir Yapı Olacak”
Suriye şunu savunuyor; federal bir sistemle Suriye olamaz. Ayrı ayrı Dürzi güçleri Dürzi gibi giyinip, Alevi Alevi gibi giyinip, Kürt Kürt gibi giyinip Suriye'de ordu olamaz. Tek bir yapı olacak. 7 aydır iktidardalar bu çıkarları birleştirmeye çalışıyorlar. Bu SDG için çok zor bir konu. Bunun da farkındayız.
Mart ayında bir anlaşma vardı. İlkesel mutabakata vardılar. İşe yaramadı. Neden işe yaramadı? Çünkü herkes ayrıntılar belli olmada acele bir mutabakata vardır. Ayrıntılar önemlidir. Şimdi ayrıntıları netleştirme, herkesi bir araya getirme, çocuk parkındaki çocuğa 'hadi artık' deme vakti.
Barrack, SDG ve Şam'ı çocuk parkındaki iki çocuğa benzetiyor ve diyor ki, “biz bunlara hadi artık diyeceğiz. Biz sizi bir araya getireceğiz. Hakemlik yapacağız, arabuluculuk yapacağız ve yardım edeceğiz. Ama eğer anlaşamazsanız biz burada sonsuza kadar dadınız olmayacağız. Ortadoğu'da her yerde Başkan Trump'ın yaptığı şey bu. Koruyucu bariyerler koymak ve bu sizin kendi hikayenizi yaratma fırsatınız demek.
Osmanlı İmparatorluğu: 500 Yıllık Bir Sistem
Çünkü burada 100 yıldır yeni bir hikâye yok. Osmanlı İmparatorluğu neydi? Herkes ne düşünüyordu? O 500 yıllık bir sistemdi. Sınırlar yoktu. Sınırlar çizilmemişti. Anlaşıyorlardı ya da anlaşamıyorlardı ama elimizde bugünkü curcuna yoktu.”