Selahattin Demirtaş’ın AİHM tarafından verilen tahliye kararına ilişkin Türkiye’den dikkat çeken bir başvuru geldi. Adalet Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı başvuruda, Demirtaş hakkında verilen “hak ihlali ve tahliye” kararının Büyük Daire’de yeniden görüşülmesini talep etti. Bu kritik adım, AİHM kararının kesinleşmesine bir gün kala geldi.
Türkiye, AİHM kararına neden itiraz etti?
8 Ekim 2025 tarihi, AİHM’in Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ikinci ihlal ve tahliye kararına yapılacak itiraz için son gündü. Bu sürenin dolmasına saatler kala Türkiye, AİHM’e resmi başvuruda bulundu. Adalet Bakanlığı’nın ilettiği başvuruda, mahkemenin daha geniş kapsamlı olarak yeniden değerlendirme yapması ve dosyanın Büyük Daire'ye sevk edilmesi istendi.
Bu başvuru sayesinde, tahliye kararı kesinlik kazanmadan önce yeniden yargı süreci başlatılabilecek. Böylece Türkiye, AİHM kararını uygulamadan önce ikinci bir hukuki değerlendirme hakkını kullanmış oldu.
Strasburg’a özel heyet gönderildi
Adalet Bakanlığı, süreci resmiyete dökmek için yetkili bir heyeti Strasburg’a gönderdi. Heyetin, AİHM nezdinde başvurunun gerekçesini detaylı şekilde sunarak sürecin Büyük Daire’ye taşınmasını talep ettiği öğrenildi. Türkiye’nin bu adımı, hem iç hukuk süreci hem de uluslararası platformda kritik bir hamle olarak yorumlandı.
Demirtaş cephesinde ilk tahliye başvurusu yapıldı
Selahattin Demirtaş’ın avukatları ise, AİHM kararına dayanarak tahliye için ilk resmi başvurularını yaptı. Kararın uygulamaya geçmesi halinde, Demirtaş’ın tutukluluğu sona erecek. Ancak Türkiye’nin AİHM kararına itiraz etmesiyle birlikte, süreç yeniden uzayabilir.
Hatırlanacağı üzere, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Demirtaş hakkında verdiği mahkumiyet kararının gerekçesini tam 13 ay sonra açıklamıştı. Avukatlar ise bu 30 bin sayfalık dosyaya karşılık 400 sayfalık detaylı bir savunma dosyası hazırlamıştı.
AİHM süreci nasıl işleyecek?
Türkiye’nin yaptığı Büyük Daire başvurusu kabul edilirse, Demirtaş kararı bir üst yargı organı tarafından tekrar ele alınacak. AİHM’in Büyük Dairesi, yalnızca önemli, prensip kararı niteliğindeki dosyaları değerlendiriyor. Kararın buraya taşınması, Demirtaş'ın tahliye sürecini doğrudan etkileyebilir.
Eğer başvuru kabul edilmezse, AİHM’in mevcut kararı geçerliliğini koruyacak ve Türkiye bu kararı uygulamak zorunda kalacak.
Gözler 8 Ekim’de: Hukuki süreç nereye evrilecek?
Tüm bu gelişmelerin gölgesinde, hem Türkiye kamuoyu hem de uluslararası hukuk çevreleri 8 Ekim 2025 tarihine kilitlenmiş durumda. Türkiye’nin yaptığı itirazın kabul edilip edilmeyeceği, Demirtaş’ın hukuki geleceğini şekillendirecek en kritik başlık olarak öne çıkıyor.
