Türkiye’nin İngiltere ile Eurofighter Typhoon savaş uçakları için ön mutabakat imzalaması, sadece Ankara'da değil, Yunanistan ve İsrail'de de ciddi rahatsızlık yarattı. Özellikle Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in yaptığı çıkış, bölgesel dengeler açısından yeni bir gerilim sinyali olarak yorumlandı. Miçotakis, Türkiye’nin Avrupa savunma fonlarına erişimini engellemek için AB nezdinde adım atacaklarını açıkladı.
Eurofighter anlaşması sonrası Miçotakis’ten dikkat çeken açıklamalar
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile İngiltere Savunma Bakanı John Healey arasında imzalanan Eurofighter Typhoon ön mutabakatı, Türkiye'nin savaş uçağı filosunu modernize etme yolunda önemli bir adım oldu. Ancak bu gelişme, özellikle Yunanistan cephesinde rahatsızlıkla karşılandı. Miçotakis, Türkiye’nin bu uçakları Ege Denizi’nde Yunanistan’a karşı kullanabileceği iddiasıyla “AB fonlarını engelleyeceğiz” açıklaması yaptı.
“Türkiye büyük bir ülke ama bazı şartlarımız olacak” çıkışı
Miçotakis, Türkiye'nin bu tür bir savunma anlaşmasını yapmasına doğrudan müdahale edemeyeceklerini kabul ederek, “Türkiye güçlü bir savunma altyapısına sahip. Onları engellemek hayalcilik olur. Ancak Avrupa ortaklarımızı uyaracağız ve bazı şartlar ileri süreceğiz” diyerek yeni bir diplomatik baskı sürecini başlatacaklarının sinyalini verdi.
Avrupa fonları üzerinden siyasi baskı mı geliyor?
Yunan lider, Türkiye’nin Avrupa Güvenlik Eylem Planı (SAFE) kapsamındaki 150 milyar euroluk savunma fonlarına teknik olarak erişimi olduğunu hatırlatarak, bu sürece oybirliğiyle karar verileceğini ve Yunanistan’ın buna izin vermeyeceğini dile getirdi. Miçotakis'in bu söylemi, Ankara'nın Avrupa içerisindeki diplomatik manevra alanını daraltma çabası olarak değerlendiriliyor.
Almanya’dan onay, Ankara’dan net duruş
Eurofighter satışında Almanya'nın da resmi onayı gelmiş durumda. İngiltere, İtalya ve İspanya'nın da içinde bulunduğu konsorsiyumla yapılan görüşmelerde, Türkiye'nin 40 adet savaş uçağı alımı konusunda ilerleme kaydedildiği belirtiliyor. Ankara cephesinden ise Ege’deki gerilimle ilgili daha önce defalarca yapılan uyarılar hatırlatılarak, Türkiye’nin sadece savunma amaçlı adımlar attığı vurgulanıyor.