Dünya

ABD'nin nükleer silahlar konusundaki ikiyüzlülüğü

Tüm dünya büyük bir kaygıyla İsrail’in, ‘birkaç ay içinde atom silahı üretebilecek noktaya geldiği’ iddiası ile İran’ın nükleer programını ortadan kaldırma hedefiyle başlattığı savaşı izliyor. Dokuzuncu gününe giren savaşta İran, sivil çalışmalar haricinde nükleer silaha sahip olma planının olmadığını savunuyor. Peki İsrail'in nükleer silahları hakkında ne biliniyor?

Abone Ol

İran’da rejim değişikliği ile Hamaney liderliğini sona erdirme amacına gelen tepkiler ve olası tehditleri gören İsrailli yetkililer “nükleer” gerekçesini tekrar gündeme getirdi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) başkanı Rafael Grossi’nin, “İran’ın nükleer silah peşinde olduğuna dair kanıtımız yok” açıklamasına rağmen.

Bu gelişmeler hararetle tartışılırken, uluslararası kamuoyu İsrail’in “gizli nükleer silah programını” araştırmaya başladı.

İSRAİL NE ZAMANDAN BERİ NÜKLEER SİLAHLARA SAHİP?

Tarihi kayıtlar, İsrailli liderlerin, Holokost'un ardından 1948'de kurulan ülkenin bekasını güvence altına almak için nükleer bir cephanelik inşa etmeye karar verdiklerini gösteriyor.

Sanal Yahudi Kütüphanesi'ne göre, İsrail Atom Enerjisi Komisyonu 1952 yılında kurulmuş ve ilk başkanı Ernst David Bergmann, nükleer bombanın "bir daha asla kuzular gibi katliama götürülmeyeceğimizi" garanti edeceğini söyledi.

Araştırmacılar, İsrail'in 1958'de güney İsrail kasabası Dimona yakınlarında bir nükleer silah geliştirme sahası inşa etmeye başladığını düşünüyor.

Ortak Atom Enerjisi İstihbarat Komitesinin Aralık 1960'ta yayınlanan, yakın zamanda gizliliği kaldırılan bir ABD istihbarat raporunda, Dimona projesinin plütonyum üretimi için bir yeniden işleme tesisi içerdiği belirtiliyordu. Rapor, projenin nükleer silahlarla ilgili olduğu sonucuna vardı.

Silah Kontrol Derneği'ne göre, İsrail 1967 civarında gizlice nükleer patlayıcılar üretme yeteneğini geliştirdi. 1973'te Amerika Birleşik Devletleri "İsrail'in nükleer silahlara sahip olduğuna ikna olmuştu", Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu daha sonra şöyle yazdı.

İsrail, Amerika Birleşik Devletleri'nin sözde nükleer şemsiyesi tarafından korunduğu düşünülen üç düzine ülke arasında yer almıyor. Bu koruma, yalnızca düşmanlara karşı bir Amerikan caydırıcılığı olarak hizmet etmekle kalmıyor, aynı zamanda ülkeleri kendi nükleer silahlarını geliştirmemeye teşvik etmeyi de amaçlıyor.

Uzmanlar, İsrail'in Amerikan nükleer şemsiyesinin bir parçası olmamasının, İsrail'in kendi atom silahlarına sahip olduğunun ve koruma ya da caydırıcılığa ihtiyaç duymadığının bir başka dile getirilmeyen kabulü olarak değerlendiriyor.

İSRAİL NÜKLEER SİLAHLARINI SAVAŞTA KULLANDI MI?

İsrail'in 1967 ve 1973 Arap-İsrail savaşları sırasında nükleer bombalarını hazırladığı ancak silahların kullanılmadığı yönünde raporlarla birlikte son 50 yıldır İsrail'in, Negev Çölü'nün de bulunduğu birçok yeraltı tesislerinde nükleer silahlarını denediğine dair bazı raporlar yayımlandı.

En belirgin olay Eylül 1979'da nükleer patlamaları tespit etmek için tasarlanmış bir Amerikan uydusunun Güney Atlantik ve Hint okyanuslarının birleştiği yerin yakınında bir çift flaş bildirmesiydi. Bazı bilim insanları, çift flaşın büyük ihtimalle İsrail veya Güney Afrika tarafından veya muhtemelen her ikisi tarafından yapılan bir nükleer denemenin sonucu olduğuna inanıyor.

İsrail, uydunun isminden dolayı Vela olayı olarak bilinen olayda yer aldığını reddetti.

Bu konuda yayınlanan üç bölümlük sıra dışı bir dizi olan The Atom and Me, ülkenin nükleer silahlarını nasıl elde ettiğini anlatıyor. Herkesin yıllardır bildiği şeyi hafife alsada dizi, İsrail'in nükleer silahları hakkında genel bir tartışmanın çok ötesine geçiyor. Ülkenin, nükleer patlayıcıları ve bomba bileşenlerini Amerika Birleşik Devletleri'nden çalmak ve İsrail'in taraf olduğu büyük bir nükleer silah kontrol anlaşmasını ihlal etmek ve bunun hakkında yalan söylemek de dahil olmak üzere, ne pahasına olursa olsun bombayı elde etme konusundaki tek fikirli kararlılığını gösteriyor.

İSRAİL NÜKLEER SİLAHLARINI NEREDE ÜRETİYOR?

İsrail'in nükleer silah programının Dimona'da bulunduğuna dair yaygın bir inanış var.

Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan müfettişleri daha önce hiç bölgeye gitmediğini ve BM gözlemci kuruluşunun bölgeyi izlemesine izin verecek İsrail ile bir anlaşma olmadığını açıkladı.

Amerikalı bilim insanları 1960'larda Dimona'yı ziyaret etti ve giderek daha sınırlı denetimlere dayanarak oradaki nükleer programın barışçıl olduğu sonucuna vardı, tarihi kayıtlar bunu gösteriyor.

Uydu fotoğrafları Dimona'da son beş yılda yeni inşaatlar yapıldığını gösteriyor. Uzmanlar, tesisin onarım ve çok ihtiyaç duyulan modernizasyondan geçtiğini savunuyor.

Bazı uzmanlar arasında İsrail'in nükleer kapasitesini artırmak için Dimona'da yeni bir reaktör inşa ettiğine dair büyüyen bir inanç da var.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü tarafından bu hafta yayınlanan bir raporda, İsrail'in hem nükleer silahlar hem de uzay gibi bazı barışçıl amaçlar için kullanılabilen plütonyum üretmek için oradaki bir reaktör sahasını yükselttiği belirtildi.

İSRAİL'İN NÜKLEER CEPHANELİĞİ NE KADAR BÜYÜK?

Silahların Kontrolü ve Yayılmasının Önlenmesi Merkezi ile Nükleer Tehdit Girişimi'ne göre, İsrail'in en az 90 savaş başlığına ve yüzlercesini daha üretebilecek kadar fisil maddeye sahip olduğuna inanılıyor.

Birleşmiş Milletler'in nükleer gözlemcisi olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, 30 ülkenin nükleer silah geliştirme kapasitesine sahip olduğunu ancak sadece dokuzunun bunlara sahip olduğu bilindiğini değerlendirdi.

Nobel ödüllü bir savunma grubu olan Nükleer Silahların Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya'ya göre, İsrail dokuz ülke arasında Kuzey Kore'nin önünde ikinci en küçük cephaneliğe sahip. Uzmanlar, İsrail'in savaş uçaklarından, denizaltılardan veya balistik füze kara fırlatıcılarından savaş başlıkları ateşleyebileceğini söyledi.

İsrail, BM Nükleer Silahsızlanma Anlaşması'na imza atmayan beş ülkeden biri. (Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve Güney Sudan)

ABD’NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ

The Atom and Me’nin önemi daha önce bilinmeyeni göstermekte değil İsrail sansürcülerinin onayıyla İsrail kamu televizyonunda, ABD hükümeti de dahil olmak üzere, İsrail'in ABD'deki destekçileri tarafından inkâr edilen olaylar hakkında yapılan itiraflarda yatıyor.

Trump yönetimi, İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için İsrail'in İran'a yönelik saldırılara katılma konusunda ciddi görüşmeler yaparken, İsrail'in nükleer silahları konusundaki ikiyüzlülüğü ABD'li bir yetkili ağzını açana kadar devam edecek gibi görünüyor.