TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras hakkında 13 Şubat’ta dernek genel kurulunda yaptıkları konuşmalar nedeniyle 'Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma' ve 'Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs' suçlarından açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.

Savcılık, esasa ilişkin mütalaasında, sanıkların ‘Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma ve Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs’ suçlarından hapis cezasına çarptırılmasını ve yurt dışı çıkış yasağının devamını istedi.

Duruşmayı erteleyen mahkeme heyeti , 'Yurt dışına çıkış yasağı' kararının kaldırılmasına hükmetti.

İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras ve avukatları katıldı.

7 milyon 543 bin kök kenevir ve skunk ele geçirildi
7 milyon 543 bin kök kenevir ve skunk ele geçirildi
İçeriği Görüntüle

ÖMER ARİF ARAS: KONUŞMA OLAĞAN KONUŞMA

TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras suçlamaların dayanaksız ve delilsiz olduğunu savunarak, “Yargılamaya konu edilen konuşmayı TÜSİAD Olağan Genel Kurulu’nda başkan sıfatıyla yaptım. Bahsettiğim şekilde yapmış olduğum konuşma, olağan konuşma içerisindedir. Bahse konu konuşma, TÜSİAD tarafından hazırlanan, "Perspektif 2025: Gelecek ve Dönüşüm İçin Yol Haritası ve Öneriler" başlıklı kitapçıkta yer alan 11 önerinin açıklamasına dayalıdır. Konuşmamda özellikle liyakat ile hukuka duyulan güvenin artırılması hususunu vurguladım. Ayrıca enflasyonla mücadele, teknolojiyle verimliliğin artırılması, ihracata dayalı büyüme, AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, eğitimin çağın gereklerine uyum sağlaması, kadın iş gücü gibi konularla bağlantılıydı" dedi.

“TRAVMATİK KONULAR TOPLUMU DA EKONOMİYİ DE ETKİLER”

Aras savunmasını şu ifadelerle sürdürdü;

"Ekonomi sadece rakamlardan ibaret değildir. Rakamların nasıl oluştuğu, rakamların kendisinden daha değerlidir. Hukuktan kastım yalnızca vergi, gümrük ve bankacılıktan ibaret değildir. İddianamede konuşmamın bir kısmının önü ve arkası kesilmiştir. Cümlelerde, ülkemizde yaşanan üzücü ve adli süreçlere temas eden iki alt başlıkta değerlendirme yapılabilir. Konuda Bolu yangınına, 6 Şubat depremine, Erzurum ve Manisa’da gerçekleşen maden kazalarına değindim. Travmatik konuların hepsinin toplumda travmatik etki yarattığı gibi, ekonomiyi de etkilediği herkesin malumudur. Konuşmamda bu olaylara somutlama amacıyla değindim. Anlatmak istediğim, olay ve adli süreç bazında değildir. Konuşmamın amacı bu süreçlerin ötesindedir. Bu olayların ekonomiye olan etkisidir. Ülkemiz, düzenlemeleri zayıf olan bir ülke değildir. Kuralların uygulanmadığı noktadaki eksikliklerden konuşmamda bahsettim. Bir ucunda özel sektör varken bir ucunda denetim makamları vardır. Maliyeti güvenin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturanlar, özel iş sahipleri, üzerine düşeni yapmayanı denetlemesi gereken makamlar görevlerini eksiksiz yerine getirmemektedir. Zira bir otele gittiğinizde, yahut bir ev kiraladığınızda buraların standartlara uygun işletildiğine güvenirsiniz. Bilirsiniz ki sorumlu makamlar gerekli denetimi yapmıştır. Önlem ve denetimin yeterince sağlanamadığı durumlarda güvensizlik oluşur. Toplumun tümü tarafından konuşulan konular üzerinden yorum yaptım. Konuşmanın diğer içeriğini ise yalnızca olgu olarak değindim. Bu konuda bir yorum yapmadım. İsim kullanmadım. Bu sebeple, isimsiz örneklerin ardından, 'Bu olaylarda suç vardır' ya da 'Yoktur' şeklinde de kimseyi beyan etmedim. Buradaki amacımın hukuki yönlendirme ya da değerlendirme yapmak olmadığını açık şekilde ifade ettim. Olgusal bahsettiğim olaylar da ulusal kanallarda ve diğer yayın organlarında yoğun bir şekilde hukuk güvenliği ve politika ekseninde tartışılmıştır"

ORHAN TURAN: GERÇEĞE AYKIRI BİLGİ VERMEDİM

Aylık gelirinin 1 milyon lira olarak açıklayan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan da suçlamaları reddederek savunmasında şu ifadeleri kullandı;

“Hakkımızda yurtdışı çıkış yasağımız olduğu için hem hükümet hem de farklı kamu kuruluşlarıyla, yetkilileriyle yurt içinde ve yurt dışında önemli toplantılar gerçekleştirmekte, dernek adına görüş ve önerilerimizi sunmaktayız. Hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim. Kamuoyunun bildiği bazı hususları objektif biçimde sıraladım ve ülkemiz ekonomisine olan etkilerini açıklamaya çalıştım. Ben konuşmamda, sadece kamuya mal olmuş olayların günlük ve ekonomik hayatta, iş çevrelerinde ve vatandaşta yarattığı izlenimlere yer verdim. Yaptığım konuşma içeriği değerlendirildiğinde, iddianameye konu suçları oluşturan fiillerin gerçekleşmediği ortadadır. Ben önerilerimi ve düşüncelerimi paylaştım. Bu nedenle korku, endişe, panik yaratmak amacıyla gerçeğe aykırı bilgi vermekle suçlanmam benim için büyük bir üzüntü sebebidir. Konuşma içeriğimde hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim, ifade kullanmadım. Herhangi bir yargılamayı etkileyecek bir eylemde de bulunmadım. Konuşmamın amacı hukukun üstünlüğünün egemen olması ve ekonomimizin ancak bu şekilde ileriye gidebileceğine yöneliktir"