AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Metin Külünk sosyal medya hesabı Twitter'dan yeni bir paylaşımda bulundu.
Külünk, "İran ne yapmak istiyor?" başlıklı yazısında, İran'ın, Şiiliği ihraç etmek için dini kurumları kullanarak, mezhep çatışmalarını artırmaya çalıştığını ve bu politikaların İslam dünyasında barış ve istikrarı tehdit ettiğini ifade ettti.
Külünk'ün paylaşımı şu şekilde:
İran ne yapmak istiyor?
İran’daki en önemli dini kurumlardan birisi,
11 Ekim 1990 tarihinde bilimsel, kültürel, küresel bir sivil toplum örgütü şeklinde kurulan Uluslararası İslami Mezhepleri Yakınlaştırma Kurumu’nun hedefi; “Vahdet, birlik, beraberlik, kalpleri birleştirmek, ümmetin çıkarlarının kişisel çıkarların üzerinde önceliklendirmeye yönelik medeni ve öncü çağrılara destek vermek, İslam Mezhep alimlerinin fitne fırkacılığa karşı, birlikte hareket etmelerini ve diyalog başlatmalarını desteklemek” şeklindeki resmi açıklamalara rağmen,
İslam’ın merkezi olarak kendisini gören İran’ın rejimini ve onun resmi mezhebi olan Şiiliği ihraç etmektir.
Bu kurumun asıl amacı, İran’ın, İslam ülkelerinde ve özellikle Arap dünyasında nüfuzunu artırmaktan ibarettir. İran’ın yayılmasını engelleyen Saddam’ın, Amerika tarafından ortadan kaldırılmasıyla, bu çalışmalarda denge İran lehine gelişmiştir.
İran bu çalışmaları tek başına din alimlerine bırakmamaktadır.
Bakanlık düzeyinde temsil edilen bu kurum, devlet aklıyla yönetilmektedir. İran bu hedefi gerçekleştirmek için, özellikle Sünni nüfusun çoğunluğu oluşturduğu Dünyanın değişik ülkelerinde Uluslararası katılımlı konferanslar düzenlemektedir. Bu konferanslara davet edilen isimler İran’ın politikalarına hizmet eden şahıslar arasından özenle seçilmektedir. Dolayısıyla söz konusu kurum, İran’ın propaganda politikaları doğrultusunda araç olarak kullanılmaktadır.
Dinlerarası Diyalog çalışmalarının asıl hedefinin, bütün insanları Hristiyanlaştırmak olduğu gibi,
bu Kurumun asıl hedefinin de, Dünya Müslümanlarının Şiiliği benimsemesini sağlamaktır. Bunun için de İran’ın çeşitli şekillerde desteklediği kişi ve kurumlar tarafından; Şiîlik ile Sünniliğin birbiriyle aynı hizada iki mezhebi anlayış olduğu, Müslüman kimliğine ilaveten mezhebi mensubiyetin önemsiz, hatta gereksiz bir tefrika vesilesi olduğu, şeklindeki ifadelerle Sünni Müslümanların zihinlerini ve İslam akidelerini bulandırmaya yönelik söylemler geliştirildiği, hatta günümüzde Müslümanlar arasındaki tefrika ve çatışmaların sebebinin mezhep olduğu ileri sürülmektedir.
İslami Mezhepleri Yakınlaştırma Kurumu ile İslami mezhepleri ve müntesiplerini yakınlaştırma iddiasında bulunan İran’ın 18 milyonu aşan başkenti ve en büyük şehri olan Tahran’da Sünni Müslümanların kendi anlayışlarına göre Cuma namazı kılabilecekleri küçük de olsa bir mescit ve cami bulunmaması, Sünni Müslümanların ancak Büyükelçilik binalarındaki mescitlerde Cuma namazı kılabilmeleri, aslında İran’ı ve mezhepleri yakınlaştırma iddiasıyla kurulan söz konusu Kurumun gerçek niyetini ortaya koymaktadır.
Farklı zamanlarda Hizbullah’ı ve faaliyetlerini tebrik eden bildiriler yayınlayan İslami Mezhepleri Yakınlaştırma Kurumu, Suriye iç savaşında Esed’i ve onun yanında yer alan Hizbullah’ı desteklemiştir.
Şimdi dikkatlerimizden kaçmaması gereken noktaları görmek zorundayız
Çok masum cümleler bu kurumdan çıkıyor ancak bu cümleler gerçeklerle asla örtüşmüyor kolay kolay da örtüşmez
Çünkü İran’da Mezhep PERS İDDİALARININ saklı alanıdır.
İran,
Tahran’da Sünnilerin cuma namazı kılması için hangi zemini hazırladı?
Türkiye’de bütün farklılıkların bulduğu geniş alanı acaba İran kendi ülkelerinde ne kadarını sağlıyor?
İran Şia mezhebi üzerinden
Pers emelllerine ilişkin İslam’ı kullanarak kendine alan açma hamlesidir bu yaklaşımları ve bilinmeli ki İslam Dünyasının kendilerinden özellikle beklediği mezhep taasuplarının aşılması noktasında hiç bir adım atmaz atmayacaktır.
İran önce rüştünü ispat etmelidir.
Sünnilere,
İran Suriye Yemen’de
Suriye de 4/5 yaşında çocuklar öldürülürken İran ne yaptı?
Ermenistan Azerbaycan sürecinde ne yaptı ne yapıyor?
İran “dini vicdana”hitap ettiğini ilan ederken Suriye’deki mazlum Sünniler için ne yaptı?