Kanal İstanbul’un yapılmaması gerektiğini yıllar önce hazırladıkları kitapçıkla da ortaya koyduklarını hatırlatan Erbakan, "Birinci derece deprem bölgesine 5 milyon insanı daha getirecek bir projenin mantıklı ve uygun olmadığını defalarca ifade ettik. İstanbul’un nüfus yükünü azaltmak gerekirken bu yükü artıracak projelerden kaçınılmalı" diye konuştu.
Kanal İstanbul’un ekolojik dengeye zarar vereceğine, su kaynaklarını olumsuz etkileyeceğine dikkat çeken Erbakan, projenin ekonomik kaynakların yanlış kullanımı anlamına da geldiğini savundu. Türkiye'nin enerji ve bütçesinin işsizliği çözmek gibi daha acil sorunlara yöneltilmesi gerektiğini vurguladı.
"2025 AİLE YILI AMA KİMSE EVLENMİYOR"
2025'in "Aile Yılı" ilan edilmesini değerlendiren Erbakan, ekonomik zorlukların gençleri evlilikten uzaklaştırdığını dile getirdi. “Gençlerimiz evlenmek istese bile 1 milyon lirayı bulan ev kurma maliyeti buna engel oluyor” diyen Erbakan, aile başına düşen çocuk sayısının 1,5’a kadar gerilediğini, Türkiye’nin Avrupa’daki gibi yaşlanan nüfusla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
OECD ve TÜİK verilerine de değinen Erbakan, Türkiye’de milyonlarca çocuğun yoksulluk içinde yaşadığını ve sağlıklı beslenemediğini ifade etti. “Türkiye'de çocukların 3’te 2’si makarna ve ekmek ağırlıklı besleniyor, 3’te 1’i ise meyve-sebzeye ulaşamıyor” diyen Erbakan, çocuk işçiliği oranının da yüzde 25’e çıktığını belirtti. Avrupa ülkelerinde bu oranın yüzde 1’in altında olduğuna dikkat çekti.
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI NETLEŞTİ
Cumhurbaşkanlığı adaylığını daha önce açıkladıklarını hatırlatan Erbakan, bu kararlarından geri dönüş olmayacağını belirtti. Cumhur İttifakı’yla yeniden bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını ifade eden Erbakan, milletvekili seçimlerine yönelik ise Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi gibi partilerle ittifak yapılabileceğini ancak bu yönde şu ana kadar bir görüşme gerçekleşmediğini söyledi.
İMAMOĞLUVE ÖZDAĞ YORUMU
Son olarak Ekrem İmamoğlu ve Ümit Özdağ hakkında yürütülen yargı sürecine ilişkin konuşan Erbakan, "Adresleri belli olan, kaçma ihtimali bulunmayan kişilerin tutuksuz yargılanması daha uygun olurdu" değerlendirmesinde bulundu. Sürecin adil bir şekilde ve siyasi etkilerden uzak yürütülmesi gerektiğini vurguladı.