Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ilgili kurumların koordinasyonunda alınan karar, deniz taşımacılığında kapsamlı bir kısıtlama getiriyor:
- İsrail bayrağı taşıyan gemiler Türkiye limanlarına giremeyecek.
- İsrail sahipli veya İsrail tarafından işletilen gemilerin Türkiye’ye girişine izin verilmeyecek.
- Türkiye bayraklı gemilerin İsrail’e seferleri durdurulacak.
- İsrail bağlantılı tüm yükler, aktarma konteynerleri dahil, Türk limanlarında işlem göremeyecek.
Yazılı Belge İstenecek
Liman müdürlükleri, armatörlerden gemilerinin İsrail bağlantısı olmadığını ve İsrail’e askeri malzeme taşımadığını beyan eden yazılı belgeler talep etmeye başladı. Bu uygulama, yasağın yalnızca sembolik kalmamasını, fiilen hayata geçirilmesini hedefliyor.
İsrail, Türkiye’nin en çok ticaret yaptığı ilk 15 ülke arasında yer alıyor. Özellikle Mersin ve İskenderun limanları üzerinden yoğun bir deniz ticareti yürütülüyordu. Kararın, lojistik şirketlerini, ihracatçı birliklerini ve liman işletmelerini doğrudan etkilemesi bekleniyor.
Uluslararası Yankılar ve Siyasî Mesaj
Karar, uluslararası basında geniş yankı uyandırdı. Türkiye’nin, Gazze’de artan sivil kayıplar karşısında attığı en sert ekonomik adım olarak nitelendiriliyor. Uzun yıllardır “ticaret ayrı, siyaset ayrı” anlayışının hakim olduğu Türkiye-İsrail ilişkilerinde, bu adımla birlikte ticaret ve siyasetin aynı çizgide birleştiği yorumları yapılıyor.
Uzmanlara göre bu gelişme, Doğu Akdeniz’deki ticaret ve güç dengelerini yeniden şekillendirecek. Önümüzdeki günlerde Avrupa, ABD ve bölge ülkelerinin bu karara vereceği tepkiler, sürecin gidişatını belirleyecek.
Bu adım, Türkiye’nin İsrail karşısındaki siyasî tavrının ekonomik alanda da somutlaştığının en net göstergesi olarak değerlendiriliyor.
