Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Haziran ayı enflasyon verisiyle birlikte milyonlarca emekli ve memurun maaşlarına yapılacak zam oranı da açıklandı.
Açıklamayı yapan AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler’in artışlara yönelik kullandığı ifadelere toplumun her kesimiyle birlikte AK Parti tabanından gelen tepkiler bu parti ile toplum arasındaki makasın ne kadar açıldığını görmek açısından da ibretlikti.
TÜİK altı aylık enflasyonu 16,67 olarak açıkladı. İktidar cephesi TÜİK’in açıkladığı bu oranı emeklilerin alacağı zamma eşitledi ve emekli aylığındaki artış yüzde 16,67 oldu.
Memur ve memur emeklisi için açıklanan Temmuz ayı maaş zammı ise 15,57 oldu.
Türkiye’de son üç yılda memur, işçi ve emekli maaş zamları, TÜİK’in açıkladığı enflasyon verilerine dayanılarak belirlenmişti.
Ne var ki; bu süreçteki maaş artış oranları ile resmi enflasyon verileri arasında ciddi bir dengesizlik olduğu hem sendikalar hem de bağımsız uzmanlar tarafından sıkça dile getirildi.
Ayrıca, TÜİK’in maaş zamlarının belirlendiği aylardaki enflasyon verilerinin, diğer aylara kıyasla daha düşük çıkması, manipülasyon iddialarını güçlendirmişti.
Bu durum, ekonomik olduğu kadar siyasi sonuçlar da doğurması kaçınılmazdı. Aradaki gözle görülen ve derinden hissedilen fark iktidarın güvenilirliğini de ciddi şekilde örseledi.
Hatırlayalım; 2022, 2023 ve 2024 yıllarında memur, işçi ve emekli maaş zamları, TÜİK’in Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine göre belirlenmişti.
Memurlar, toplu iş sözleşmeleri (TİS) kapsamında sabit zam oranlarına ek olarak, enflasyon farkı alırken; SSK ve Bağ-Kur emeklileri doğrudan altı aylık enflasyon oranına göre zam almıştı. Ancak, bu oranlar, vatandaşın cüzdanına yansıyan enflasyon ve bağımsız kuruluşların hesapladığı enflasyon oranlarıyla kıyaslandığında yetersiz kalmıştı.
Mesela; TÜİK 2022 yılı enflasyonunu yüzde 64,27 olarak açıkladı. Memur ve memur emeklileri, TİS kapsamında yüzde 7,5 zam ve enflasyon farkıyla toplamda yaklaşık yüzde 30,95 zam aldı.
SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise yüzde 36,08 zam almıştı. Ancak, mesela ENAG’a göre aynı dönemde yıllık enflasyon yüzde 137,2 olarak hesaplanmıştı. Bu fark, maaşların reel alım gücünün ciddi şekilde eridiğini gösteriyor. Örneğin, en düşük emekli maaşı 2022 başında 2.500 TL’den 3.500 TL’ye çıkarılmış, ancak bu artış, gıda ve kira gibi temel harcamalardaki artışları bile karşılamamıştı.
2023’e gelince…
TÜİK 2023 enflasyonunu yüzde 64,77 olarak açıklarken, memur ve memur emeklileri, TİS zammı (yüzde 15) ve enflasyon farkıyla toplam yüzde 49,25 zam almıştı. SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise yüzde 37,56 zam almıştı. En düşük emekli maaşı 7.500 TL’ye yükseltilmiş, ancak bu artış, 2023’teki 30 bin TL olan yoksulluk sınırının çok altında kalmıştı. ENAG ise aynı dönem için enflasyon oranını yüzde 127,21 olarak hesaplamıştı.
Yoksulluk sınırının 50 bin TL’yi aştığı geçtiğimiz yıl (2024) TÜİK, yıllık enflasyonunu yüzde 44,38 olarak açıklarken, ENAG yüzde 83,40 hesaplamıştı. 2024 Temmuz’unda memur ve memur emeklilerine yüzde 19,31, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine ise yüzde 24,73 zam yapılmıştı.
2024 başında en düşük emekli maaşı 10.000 TL’ye, Temmuz’da 12.500 TL’ye çıkarılmıştı. Yoksulluk sınırı ve hissedilen enflasyonla TÜİK’in açıkladığı enflasyon arasındaki fark vatandaşı daha da yoksullaştırdı.
TÜİK’İN MAAŞ ZAM AYLARINDAKİ ENFLASYON VERİLERİYLE TAKİP EDEN AYLARDAKİ VERİLER ARASINDA FARK
TÜİK’in maaş zamlarının belirlendiği aylarda (özellikle Haziran ve Aralık) açıkladığı enflasyon oranlarının, diğer aylara kıyasla daha düşük olması, sadece muhalefet cephesinin dilden düşürmediği manipülasyon iddialarını güçlendirmekle kalmadı iktidara olan güveni de örseledi, hatta dibe vurdu.
Önce son iki yıldaki söz konusu aylar arasında görülen farka bir göz atalım:
TÜİK’in maaş zammı ayı olan Haziran 2023’teki enflasyon verisi: yüzde 3,92
Zamdan iki ay sonra Ağustos 2023’teki TÜİK enflasyon verisi: yüzde 9,09
TÜİK’in maaş zammı ayı Aralık 2023 enflasyon verisi: yüzde 2,93
Zamdan iki ay sonra Mart 2024’teki TÜİK enflasyon verisi: yüzde 3,16
TÜİK’in maaş zammı ayı olan Haziran enflasyon verisi: yüzde 1,64
Zamdan iki ay sonra Ağustos 2024 TÜİK enflasyon verisi: yüzde 1,93
TÜİK’in maaş zammı ayı Aralık 2024 enflasyon verisi: yüzde 1,03
Zamdan iki ay sonra Şubat 2025’teki TÜİK enflasyon verisi: yüzde 1,61
Son iki yılda doğrudan TÜİK eliyle memur, işçi ve emeklinin cüzdanından çekilen paranın ortalaması, hak ettiğinin neredeyse 1,5 mislinden fazla.
İktidar cephesi, toplumla olan bağlarının neredeyse kökten koptuğunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan gönül bağının da büyük oranda örselendiğinin farkında değil muhtemelen. Yoksa hiçbir ekonomi yönetimi vatandaşının gözüne soka soka cebinden bu denli yüksek miktarda parayı yüzdelik oyunlarıyla çekmezdi.
Neticede TÜİK’in mesela maaş zammı ayı olan Haziran 2023 için açıkladığı enflasyon verisi maaş ayından iki ay sonra neredeyse üçe katlanmış. Vatandaş mesela maaş zammından iki ay sonraki kira artışında maaşı için hesaplanan enflasyon rakamının 3 misli rakam açıklandığını görüp kira artışını bu oranla yaptığında iktidarla nasıl bağ kurabilir?
Hükümetin başı Cumhurbaşkanı ile olan gönül köprüsünü nasıl koruyabilir ki!
TÜİK’in maaş ayları ile devam eden aylardaki enflasyon hesaplamaları arasında hem hissedilen hem gözle görülen farklar haliyle hükümete olan güveni de yerle bir diyor.
Memur, işçi ve emeklilerin maaşlarının reel kayıplar yaşaması, hayat pahalılığına karşı muhalif cephenin konsolide ettiği protestoları artırıyor.
Öyle ki; muhalefet bloğu, CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlüklere rağmen hükümetin vatandaşı TÜİK’in manipülatif verilerine dayanıp enflasyona ezdirmesi nedeniyle vatandaş o muhalefetin protesto eylemlerinde yer almakta hiçbir sakınca görmedi.
Son 3 yılda memur, işçi ve emekli maaş zamları, TÜİK’in düşük enflasyon verileri nedeniyle reel kayıplar yaşadı. Bunun en önemli sebebi de zam dönemlerinde açıklanan enflasyon oranlarının devam eden aylara kıyasla düşük “tutulması” bu yolla vatandaşın alın terinin cüzdanına girmeden gasp edilmesiydi.
İktidardakiler belki farkında değil ama bu durumun doğurduğu ekonomik ve siyasi sonuçları çok ağır olacak.
Refah payı gibi ek artışlar veya enflasyon hesaplamalarında şeffaflık sürecine geçilmezse çalışanlar ve emekliler arasındaki memnuniyetsizlik bir süre sonra onları iktidar karşıtlığıyla düzenlenecek her türlü sokak eyleminin en kullanışlı aparatına dönüştürecek.
Unutulmamalıdır ki; bir iktidarı çöküşü, toplumla olan bağının kopuşuyla doğru orantılıdır.