İsrail’in İran’a yönelik saldırısı, gelişmeleri günübirlik olaylar parantezinde okumayanlar için 43 yıl önce yazılmış bir senaryonun ‘son’dan bir önceki sahnesi gibi.

Bölgede uzun yıllara yayılacak kaosun İsrail’in güvenliğini artıracağı ve Arap devletlerinin birleşmesini engelleyeceği yönünde bir öngörüye sahip bir senaryodan bahsediyorum.

En temel ilkesi; Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Mısır, Türkiye, İran ve Pakistan gibi ülkelerin etnik ve mezhepsel hatlar boyunca bölünmesi olan bir plan.

Plan, 29 Ağustos 1897’da Basel'de Theodor Herzl liderliğinde toplanan 1. Siyonist Kongresi’nde benimsenen “Nil’den Fırat’a” uzanan bir “Büyük İsrail vizyonuna” atıfta bulunur.

(ODED) YINON PLANI

İsrailli gazeteci ve eski Dışişleri Bakanlığı çalışanı Oded Yinon’un 1982 yılında kaleme alınıp Dünya Siyonist Örgütü’nün yayın organı Kivunim Dergisinde yayımlanan, “1980'lerde İsrail için Bir Strateji” başlıklı makalede ortaya konan bir plandan bahsediyorum.

Söz konusu planda, İsrail’in Ortadoğu’daki stratejik hedeflerini ve bölgesel hegemonyasını güçlendirme vizyonu detaylandırılıyor.

Bir anlamda Büyük İsrail Projesinin teori ve pratik haritasını da barındıran planın en temel ilkesi, Ortadoğu’daki Arap devletlerinin ve projeye engel görülen Türkiye’nin etnik, mezhepsel ve dini farklılıklar kullanılarak küçük ve zayıf devletçiklere bölünmesini önermesi. Bu şekilde, İsrail’in güvenliği ve bölgesel üstünlüğü sağlanırken, Arap dünyasının birleşik bir güç olarak İsrail’e tehdit oluşturmasının engelleneceği öngörülmüş.

Bu çerçevede;

• Irak’ın Şii, Sünni ve Kürt bölgelerine ayrılması.

• Suriye’de Alevi, Sünni ve Dürzi devletçiklerin oluşturulması.

• Lübnan’ın beş parçaya bölünmesi.

• Türkiye’nin Kürt ve Türk nüfus arasında bölünmesi

Planın parçalarından biri sayılıyor.

Bölgedeki devletlerin zayıflatılmasıyla İsrail’in askeri ve siyasi üstünlüğünün garanti altına alınacağı hesap edilmiş Yinon Planında.

Ortadoğu’daki “böl-yönet” denklemi de yine sözünü ettiğim planın pratiklerinden biri.

Hakeza; Filistinlilerin topraklarından çıkarılıp bağımsız bir Filistin devletinin engellenmesi de plan pratiği.

Plan tabii ki bir resmi devlet politikası değil. Siyonizmin stratejik aklının yansıması…

Plan resmi devlet politikası olsaydı belki bu kadar başarılı olamazdı. Zira planın bütün evreleri uluslararası hukuka aykırı.

Bu çerçevede Siyonist ideolojinin stratejisi olarak yürütüldü şimdiye kadar ama ilginçtin plana dair saha pratikleri de İsrail devleti için egemenlik alanı yarattı güç devşirdi.

Bakın Ortadoğu’da 1980’lerden bu yana yaşanan bazı olaylar, planın ruhuna uygun pratiklerle dolu.

Bunlara ana hatlarıyla göz atalım isterseniz:

• 1980-1988 arası yaşanan Irak-İran Savaşı

Yinon Planı’nın önceliklerinden biri, Irak’ın zayıflatılmasıdır. 1980-1988 arası yaşanan savaş da Irak’ın zayıflatılmasında önemli bir rol oynamıştı.

• Lübnan’ın Zayıflatılması

1978 ve 1982 İsrail işgallerinin, Lübnan’ın iç dengelerini bozarak planın hedeflerine hizmet ettiği apaçık ortada.

• Irak’ın Parçalanması

2003’te başlayan ABD işgali sonrası Irak, Şii, Sünni ve Kürt bölgeleri olarak fiili bir bölünme yaşadı.

• Suriye İç Savaşı

Suriye’de yaşanan iç savaş, Esed rejiminin devrilmesiyle sonlandı. Ancak Suriye’nin etnik ve mezhepsel hatlar boyunca bölündüğü gibi fiili bir durumla karşı karşıyayız. Bu fiili tablo şimdilik kaydıyla Yinon Planının Suriye için öngördüğü pratikle örtüşüyor.

Planın şu ana kadar eksik kalan iki ayağı var: İran ve Türkiye.

Türkiye’de muhalif blok tarafından şiddetle eleştirilen PKK’nın silah bırakmasına yönelik “sürecin” tam olarak planın Türkiye ayağını akim bırakmaya yönelik olduğu kanaatindeyim. Bu ayrı bir yazı konusu ve önümüzdeki süreçte bu konuyu detaylandıracağım.

İran ayağına gelince…

İsrail’in bugünkü saldırısı Yinon Planının İran ayağının tetiklenmesi, İran senaryosunun pratiğe dökülmesi mi çok emin olmamakla birlikte İran’ın hem etnik hem mezhepsel bir iç çatışma ve bölünmeye müsait olduğunu söylemek mümkün.